Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan, asrın afeti olarak tarihe geçecek olan, Türkiye’nin ve Türkiye sevenlerin yüreğine ateş düşüren acı bir imtihan yaşadık. Depremler Adetullah- Sünnetullah sistemi içerisinde hep var ola gelmiştir, olmaya da devam edecektir, önemli olan bu musibetten ders alıp gerekli güvenli yapılaşmayı ve sağlıklı toplumsal birlikteliği inşa etmektir. Türkiye’miz de yaşanan tartışmasız bir afettir fakat haşa zulüm değildir, Rabbimizin bu milletin yaşamasını Murad ettiği ağır bir imtihandır. Bizim anlamaya-anlatmaya çalışacağımız ise afetten de daha acı olanı bunca yıkıma karşı ellerinde ki tüm hainlikleri seferber ederek depremin etkisinden daha büyük bir yıkım, toplumsal güvensizlik oluşturmaya çalışan seküler yobazlar ve işbirlikçi düzenbazlar, Goebbels’in aveneleri olacaktır.
“Propaganda esnasında yalan söyleyin, inananlar olacaktır. Şayet başarısız olduysanız devam edin. Elbet birileri inanacak. Bu yalanlar halkı bilinçlendirmeye, düşmanları sindirmeye yarayacaktır. Ayrıca bir şeyi tekrarladığınız sürece insanların ona inanma oranı da artar.” (Hitler’in Nazi propaganda bakanı Joseps Goebbels)
Yazıya başlarken çok açık ve net söyleyelim bizim hassasiyetimiz “Din-ü Devlet”, “Mülk-ü Millet” gayesi ile devletimizin devamı,milli ve dini değerlerimizin korunması için sesimizin çıktığı nefesimizin yettiği yere kadar yazmaya devam etmektir. Kendi Milli manevi değerlerimize yabancı olmayan onlarla mücadele etmeyen her parti ile eşit mesafedeyiz. Bizi sizinle yazımız kanalı ile dertleşmeye mecbur bırakan endişemiz, demokrasi arenasında ki bazı siyasi partilerin siyasi çabalar olarak adlandıramayacağımız bir nevi kirli iğrenç bir propaganda hareketlerinin tahammülleri zorlayan yansımalarıdır. Bizimle aynı toprağı paylaşan aynı bayrağın gölgesinde soluklanan birileri toplumu biri birine, Suriyeli-Afgan ve mülteci düşmanlığı üzerinden devletime, İslami cemaatlere, mütedeyyin kesime karşı kışkırtmak için planlı adice yalanlar üzerine kurulu çalışmaları arsızca hayasızca sürdürmektedirler. İslami cemaatlerde hizmet edenlere “mürit” deyip terörist muamelesi yapanlar, sol tandanslı PKK, BABALA,FETÖ,LGBT gibi benzeri şer örgütlerde olan ve kaosa, bozgunculuğa,toplumsal ifsada,teröre hizmet edenlere “özgürlük savaşçısı” veya “Gönüllü” diyorlar masum mağdur edebiyatı yapıyorlar. Dün rantta izin vermeyiz diyerek Kentsel dönüşüme karşı olanlar, bugün yıkılan binaların ve kurtarılamayan insanların hesabını devlet verecek, biz Başbakanı astık Cumhurbaşkanı ve iç işleri bakanı yargılanacak diyerek açıkça tehdit edebiliyorlar. En baş dediğimiz siyaseten acuzeler dahil en dibin dibinde ki olmak üzere hepsi resmen adice bir tiyatro senaryosunu canlandıran aktör misali rol yapıyor, deprem bölgesini ziyaretlerini bile bozgunculuk kışkırtıcılık için sahne olarak kullanıyorlar. Yeter ya nereye kadar idare, lambada gaz dilde söz kalmadı. Dilim varmıyor gönlüm almıyor amma bir kısım Türkiye cumhuriyeti kimliği taşıyan vatan millet milli manevi değerlerimize düşman olanlar var. Elbette büyük bir afetin zor şartlar içerisinde kurtarma çalışmalarında eksikler yanlışlar yetişilemeyen vakalar vardır ve olmuştur, keşke diyeceklerimiz olmuştur. Fakat benim adlandıracağım şey ikna edilmiş veya kandırılmış bir kesim ile beraber organize çalışan, resmen ülkemizin tüm değerlerine düşman olanlar, köprüleri atmış bizzat imhaya başlamış durumda olan azgın azınlık ne versen memnuniyetsiz olanlar var. Bunlar yarın bir gün arkalarına-Yanlarına askeri veya yabancı güçlerin desteklerini de alırlar ise, geçmişte yapmış oldukları üzere, tekrardan, gerek insan gerek iman gerek ise milli kültür olmak üzere katliam-sürgün-imha-işgal-yargısız infaz yapacaklarına hiç şüphe etmiyorum. Evet, sözde biz bir milletin evlatları olarak tüm vatandaşlarımızı kardeşiz diye biliyoruz fakat onlar Kabil’in ruhunu taşıyan onun misyonunu tekrar icra edecek ruh halini taşımaktalar. Evet Millet olarak sevindiğime sevinmeyen üzüldüğüme üzülmeyen ve hatta inancıma saygı göstermeyenin adı bizdenmiş gibi olsa da benim mensubu olmakla şerefyap olduğum Milletimden değildir. İşte bu ahval üzere iken nasıl depremlere karşı tedbir alınıp binalarımızı depremlere karşı güçlendirme yapılmasını düşünüyorsak, bu güruha karşı da tedbir alma zamanı geçmeden içten yıkılma ihanetine uğramadan tedbirler yürürlüğe konulmalıdır diye düşünmekteyim.
Büyük bir yıkımın altında kalan depremzedelere psikolojik destek verilir iken, yabancının itine hayran, kendi bayrağına Allah’’ü Ekber’ine ezanına düşman, tasmalı çekirgelere, haber/paylaşım adı altında toplumsal dezenformasyon yaptığı ispatlanmış ve belgelenmiş kişilere yönelik bu güruha da ayrı ayrı ikna etmek üzere, Trafikte Ehliyeti elinden alınan kötü-zararlı sürücü misali, Fetö’cü hainlere yapılan misali bunlarında vatandaşlıklarının askıya alınması, siyasetten, var ise yapmış oldukları devlet görevlerinden men cezalarının verilmesi gerek diye düşünüyorum. Çünkü Satın alınanlar her neyi temsil ediyorsa onların tek efendisi paradır ve de efendilerine hizmet edenlerin çoğu boyunlarındaki tasmayı fark etmezler çünkü kayışı pek görmezler, çünkü efendileri kendilerini özgür hissetsin diye hizmetkarlarının kayışlarını pek germezler.
Kadife eldivenli Laiklik kılıfı ve Kemalizim topuzu ile 1000 yıldır taşı toprağı Müslüman olan her metresinde şehit kanı bulunan bu vatanımızda bize Hristiyan gibi yaşamayı dayatmayı bırakın artık, benim ecdadım Hristiyana da Yahudiye de dinini güven içinde yaşamasını sağlamıştır, siz de kendi dininiz de veya kendi ahlakı çamurunuzda debelenin amma bize dayatmayın artık, sizin estirdiğiniz iğrenç propagandalardan nefes alamıyoruz, Lut kavminin azgın azınlıklarının misali sizler azgınlıklarınız ile millete pranga vazifesi yapmaktasınız, Unutmayın biz millet olarak size uymayacağız, siz bu topraklara tabi olacaksınız, bu topraklarda yaşayan asil milletin mayası Maturidi-Hanefi-Yesevi zenginliğini hamur etmiş gıda bellemiş İslam’dır ve bu inanç sistemine göre yaşayan Müslümanlardır.
Evet, 16 Türk devletimizin 15 tanesi öncelikle içeride ki hainlerin işbirliği sayesinde yıkılmıştır ve bu da bize acı olarak öğretmektedir ki “tarih tekerrürden ibarettir” demek zorunda kalmamak için geçmişimizden ve hainlerin yapmış olduklarından ders almak mecburiyetindeyiz. Geçmişte kerelerce yaşadığımız üzere yakamıza dizilmiş bit, vatanımıza, bayrağımıza, kanımıza musallat olmuş kene fıtratlılardan millet olarak bugünde kurtulmamız gerektiğidir. Maalesef dün olduğu gibi bugünde içerideki düşman, dışarıda ki düşmandan daha tehlikeli olmuştur ve olacaktır.
Evet, tüm zorluklara her türlü yıkıma ve işbirlikçi bozgunculara rağmen, Rabbim, Töreli aslına köklerine, maddi manevi değerlerine bağlı, insanlığın vicdanı olmuş bu asil milleti zayi etmeyecektir, zerre bir şüphemiz yoktur, umudumuz tamdır, güneş doğacak ve biz millet olarak bu imtihandan birlik beraberlik ile beslenmiş, Millet olma gücünü acı bir musibetten ders almış olarak çıkacağız; Acılardan beslenen ve fakat kan kokan değil, umut kokan sevinç kokan kardeşlik kokan günleri, insanlığın son umudu ülkenin Türkiye’mizin bir ferdi olarak hep beraber geleceğiz göreceğiz güleceğiz, bu Milletin asırlardır yaptığı gibi dünya var olduğu müddetçe yaşatarak yaşayacağız Biiznillah.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi / Genel Yayın Yönetmeni
Yüreğinize,Kaleminize sağlık ve aydınlatıcı bilgilerin devamını dilerim.
Tebrikler
çok güzel bir konu seçmişsiniz
Başımıza bir felaket gelmiş niçin depreme dayanıklı bina yapmamışız, binalar başımıza yıkıldığında ne yapacağımız konusunda sık sık tatbikat yapmadığımız için geç organize olmuşuz Ahbap gibi devlet ile organize çalışan kurumları aşağılamış sürekli kendini savunması gereken bir hale sokmuş nice gönüllüleri töhmet altına alıp neyi devlet yapamadı da bunlar yapıyor derken devlet milletten para toplamış, Kızılay acilen ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gereken çadırları Ahbapa satmış bunları söyleyenler milli birliği bozucu hain insanlarsa eleştiri ne demektir nasıl yapılır
https://twitter.com/drkerem/status/1630124852408381440?s=20 Yaşar Turnator beyefendi teşekkür ederiz, size kızılay ile ilgili sorunuzun cevabını Kızılay başkanı Ekrem Kınık beyin Twiti ile sunuyorum. Yani bildiğiniz gibi Kızılay’ın çadır üretip sattığı birim Ahbap ilgililerine ürettikleri çadırları Maliyetine satmışlardır, zaten o kurum bunun için var. Kendilerine bağışlanan çadırlar ile bir bağlantısı yoktur.