1945-1955 arası doğan nesil. En küçüğü 65 en büyüğü 75 yaşta olan nesil…
İhtilal…Muhtıra…İç kargaşa…Ayaklanma…Harp…Baskı…Bilmem kaç C.b.. Başbakan…
En az 10 ekonomik kriz görmüş ama bunu içtiği Amerikan süt tozu ve balık yağı ile atlatmış nesil…
Bu yüzyılda ise corena denilen virüsün hedefindeki nesil.
Verem-Tifo-Kızamık-Trahom ( yeni nesil bu hastalığı duymamıştır bile ), bunlarla savaşmış olan bu nesil bu corena karşısında biraz şansız.
Siyah beyaz fotoğrafı bile olmayan…
Yırtık elbise ,yırtık ayakkabı ile tahsil gören…
Yoklukla terbiye edilmiş…
Bu vatan için ülküsü, devrimci görüşleri için çatışmış…
Uyandığı zaman da işi işten geçmiş ve bu yüzden çok tecrübeli…
Kanı deli akan …Mert…Sert…Katı…Deli…Merhametli…
Yeri gelmiş Siyasi otoriteyle savaşmış…
Yeri geldiğinde dış ülkelerin tahrikine kapılmış…
Kaybederken bile bir şeyler öğrenmiş bu bilgi ile tecrübelenmiş…
Bunu kendilerine bir servet olarak kabullenerek yaşam ile mücadele eden…
Dinozor…Antika…Müzelik ve Filozof bir nesil.
Yarısı lise mezunu… Diğer yarısının yarısı yüksek okul…Kalanı ise iş insanı olan nesil.
2020 yılında bu nesilin ismi karşımıza …Dede…Nine…Baba…Ana…Amca…Dayı…Yenge…gibi hitap tarzı ile çıkıyor.
Gençliklerinde deli fişek olan bu nesil şimdi kendi köşelerinde yeni nesilin davranılışlarından rahatsız olmaları normaldir.
Bu nesil bir daha gelmez. Her konuda bilgilidir. Özel bir kuşaktır. İmalat hatası mı yoksa özel bir imalat mı
Bunu tarih yazacaktır. Bu kuşağın tümünün bu ülkeyi sevdiklerine hatta bu ülkeyi seviyoruz diye bizleri kandıranlardan daha çok sevdiklerine şahitlik ederim.
Unutulmuş olan kan kardeşlik…
Cebindeki son parayı paylaşma…
Güven kavramının doruğu…
İnançları uğruna dik durmuş…
Kan kusmuş, Kızılcık şerbeti içmiş…
Aç kalmış, eğilmemiş…
Kuyruğu hep dik…Pire için yorgan yakan…
Öfkeli-Sinirli-Hırçın-Asabi-Deli-Cesur.
Yeni deyimle eksantrik bir nesil…
Bunlar yanınızda ise kıymetini bilin.
Sorun…
Ne sorarsanız sorun bir cevapları vardır. Hem de doğru cevaplar.
Pamuklara sarın. Kollayın…
Ama öfkesinden sakının.
Bunların üstüne çok geldiler…
Eksilttiler… Çiğnediler… Ezdiler ama tüketemediler.
Çok ezildiler ama ezik durmadılar…
Başları hep dik dolaştılar.
Şükür-Dua-Sabır bunların elde kalan son silahlarıdır.
Sizler bu kelaynaklarla konuşun… Tartışın… Sorun.
Dinleyin… Ayaklı kütüphane bunlar…
Geçmişi öğrenin ki… Sömürenlerin tuzağına düşmeyesiniz.
Aranızdan ayrıldıkları zaman keşke dememeniz için antika gibi koruyun.
Tarihimizin Antika değerinde ki son nesli olan yaşayan varlıklarından, öğreneceğiniz çok şey var.
Vakit geçirmeden sohbet edin.
Benden hatırlatması sizden uygulaması !
Dip not… Yazar da sakıncalı yaş mağduru
Mahmut MANCE / 30.08.2020
