Kadın hakları savunusu militanlaştıkça toplumda merhamet duygusu körelmektedir.
Feminist hareket ne kadar güçlenirse, onun taleplerine direniş de o derece artacaktır.
Örneğin bir erkek şöyle düşünecektir: Niçin toplu taşıma araçlarında kadına oturduğum koltuğu vereyim?
Kadın hakları savunusu, bu toplumun en pis, riskli, emek sömürüsüne açık mesleklerini erkeğe verir.
İş Kanunu “Kanalizasyonda sadece erkekler çalışacaktır” hükmü getirdiği için kentlerin lağımını temizleyen varlık “erkek” olarak kodlanmıştır.
Kanunlar acımasızca cinsiyetçidir.
İnşaatlarda ölenler “erkek”tir.
Madenlerde çalışanlar “erkek”tir.
Ama bu erkek yine de toplumda statü sahibi görülmez.
Geceleyin sokaklarda güvenliği sağlayanlar da erkektir.
Erkeklik, “hayatı harcanabilir” varlığı işaret eder.
Erkek, bir gemi kazası olduğunda “önce kurtarılacak kişiler” arasında değildir.
Eğer yeterli filika veya can simidi yoksa, erkeğin denizi (ve hatta okyanusu) yüzerek geçmesi gerekir.
“Erkek, toplum için feda edilebilir canlı”yı ifade eder.
Bütün dünyada en çok intihar vakalarının erkek cinsine ait olduğu görülmelidir.
Orta sınıftan bir erkek, eğer lağım temizlemiyorsa, inşaatta çalışmıyorsa feda edilebilir bir canlıdır.
İstatistikleri tarayın ve şunu siz de tespit edin:
Erkekler kadınlardan 5 yıl erken ölmektedir.
Şimdi soralım. 5 yılın ekonomik karşılığı nedir?
Mümkün olsa, 5 yıl fazla yaşamak için kaç TL verirdiniz?
Militanca “Kadın erkek eşittir” diyen bir kitle karşısında toplu taşıma araçlarında bir kadına neden oturduğum koltuğu vereyim.
Bir erkeğe vermek daha tutarlıdır.
Kentin çöplerini kaldıran tüm hizmet erleri erkektir.
Çöpçülük toplumsal cinsiyet rolü bakımından niçin erkek mesleği sayılıyor. Niçin “Bu sene kadın çöpçü olmak için binlerce başvuru yapıldı” haberleri medyada yer almıyor.
Çünkü tutarsız ve saçma bir ideolojiniz var.
Feminizm zayıf bir ideolojidir.
İş kanunundan Türk Medeni Kanunu’na kadar sirayet ettiği tüm mevzuatlarda erkeği ezmeyi hesap etmektedir.
Feministler sadece zengin erkekleri göstererek “Şirketlerde kadın yönetici %10 bile değildir” demektedir.
Fakat aynı feministler İş Kanunu’nda “sadece erkekler lağıma girer” hükmünü toplumdan saklamaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 72. maddesinde, maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaklanmıştır.
Feministler “Erkekler kadınlardan zengin” propagandası yapıyor.
Evet. Çünkü erkekler tüketime direnen yaşam biçimleri geliştirir.
Erkeği inşaatlarda, kanalizasyonda, kablo döşemede çalıştıran iş düzeni aslında büyük bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği imal etmiştir.
Küresel ölçekte evsizlerin (homoless) büyük yüzdesi erkektir.
Erkeğe “pislik” muamelesi yapan yeryüzü toplumları onu eve de almamaktadır.
Sığınma evlerinin hemen tamamı kadınlar içindir.
Erkeğe ise kışın stadyumlarda veya cezaevinde yer verilir; yazın sokaklarda.
Yazar: Lütfi BERGEN / www.lutfibergen.com / Twitter/ lütfi bergen
Yazı İKTİBAS olarak olarak yayınlanmaktadır.