25 Ekim 2007 tarihinde ilan edilen, 25.10.2010 tarihinde ise kanunlaştırılarak ülkemizde yürürlüğe konulan bu sözleşmeyi bakalım bize nasıl sunuyorlar ; Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan “Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi” diğer adıyla Lanzarote Sözleşmesi’nin amacı, çocukların cinsel istismara maruz kalmalarını önlemek ve bunun için politikalar geliştirmek, istismara maruz kalan çocuğu koruma altına almak olarak söylenmektedir.
Ne güzel değil mi, bunu bize kendi içinde aile birliği ve neslini dahi korumaktan aciz ülkelerin oluşturduğu Avrupa konseyi tarafından hazırlandığını söylüyorlar. Biliyorsunuz 2011 yılının Mayıs ayında İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açılan 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul sözleşmesini de kadınları korumak için getirdiklerini söylemişlerdi. Tabi ki içine çekildiğimiz bu tuzağın Türkiye ayağın da ise her dönemde hazır olan yerli işbirlikçiler baş rolde olduğunu da söylemek/bilmek zorundayız.
Şunu baştan söyleyeyim, batı işgal-tecavüz-sömürü-katliam gibi her türlü istismarını süslü kelimelerin altında esas niyetini saklayarak vermeyi başarmıştır. İşte Lanzoretti sözleşmesi de aynen budur.. Biz her ne kadar İstanbul sözleşmesinden farkındalık oluşturmaya başladıksa da, esas 1984 YILINDA Kenan Evren döneminde imzalattırılan CEDAW’ı da hesap dışında tutmadan; Şimdi şu an bu sözleşmelerden Referandum kullanarak çıksak bile bu çerçevede çıkarılan bir sürü yasa var. Yasalara dayalı yönetmelikler, genelgeler var. Yani bu sözleşmeler devletin bütün sinir sistemine yayılmış durumda, toplumun ahlak-aile-namus- Toplumsal Cinsiyet-cinsel yönelim-dayatılan LGBT hakları gibi konularda getirilen noktadan geri dönüşü mümkün görünmemektedir veya en hafif deyişle çok zor görünmektedir.
Şimdi lafı fazla gezdirmeyelim bunların ne kadar sahtekarca işler çevirdiklerini ve bizlerden bazılarının da bunlara kul-köle olduğu olaylara kısaca samimiyet olarak bakalım..
Lanzorote Sözleşmesi, 15 yaş ve üzeri gençlerin rızaları ile pornografik unsurlar içinde yer almasına, cinsel serbestlik yaşamasına, 13-15 yaş arası çocukların kendi aralarında rıza ile cinsel beraberlik yaşamasına yasal kılıf oluşturmasına karşı, ülkemizde evlilik yaşının 18 olarak kabul edilmekte ve buna muhalefet ise cinsel istismar-çocuk gelin-tecavüz olarak değerlendirilmektedir. Bu sözleşme, çocukları koruma adıyla çocuk cinselliğini meşrulaştırma aracı olmuştur. Sözleşmenin, sadece belirli bir yaş aralığında bulunan çocuklar (cinsel rıza yaşına ulaşmamış çocuklar) için bu amaçları taşıdığını, dolayısıyla cinsel rıza yaşına ulaşmış çocukları kapsamadığını; Taraf Devletlere; çocukların her türlü cinsel sömürü, suistimal ve istismarlara karşı korunmasına yönelik genel ve kapsayıcı paravan maddeleri sunmaktadır ; İstisnai tutulan ve uygulama noktasında sözleşmede belirtilen çocuk pornografisi üretimi, her türlü pornografik performans, cinsel ilişki ve aktivite sayılabilecek fiiller ve daha birçok fiil hususunda yaptırıma bağlama ile ilgili serbestlik tanıyan, tolerans gösteren ve “açıkça haklarını saklı tutabilirler.” ibaresine yer veren maddeleri de içeren bir sözleşme olduğunu söyleyerek bir kaç maddeye göz atmak yerinde olacaktır.
Madde 4 Tahlili:
Dördüncü madde çok anlamlı ve çok önemli bir içeriğe sahiptir. Açıkça amaç ve ilkeleri belirtmekte ve adeta tavizsiz bir hava estirmektedir. Hâlbuki ilerleyen maddelerde çocukların suiistimali ve istismarı ile ilgili hususlarda Taraf Devletlere nasıl imtiyaz/istisna tanındığını, bazı durumlarda haklarını saklı tutabileceklerini, yasal yaşa/cinsel rıza yaşına ulaşmış ÇOCUK’ların kendi aralarında her türlü cinsel ilişki ve çocuk pornografisi üretme -bulundurma konularında hiçbir yaptırım önermediği, serbest bıraktığı çok açık şekilde anlaşılacaktır.
Madde 10 Tahlili: 3. Madde 1.a hükümlerinin, küçük yaştaki çocuklar arasındaki, karşılıklı rızaya bağlı cinsel faaliyetleri düzenleme amacı bulunmamaktadır.
Madde 18 Tahlili: 1. Fıkranın a bendi, cinsel faaliyet için yasal yaşa ulaşmamış bir çocukla yapılan cinsel faaliyetten bahsetmektedir. Burada ‘yasal yaş’ kavramından kasıt cinsel rıza yaşıdır. Yani yasal yaşa/cinsel rıza yaşına ulaşmış ama hala çocuk olan bir bireyin cinsel ilişkide bulunabilmesine imkân tanıyan bir maddeden söz etmekteyiz.
ESAS GAYE NEDİR ?
Biz Lanzoretti derken, erken yaşta evliliği tecavüz suçu sayarak düğün dernek evlenen, çoluk çocuğu karışmış kişileri tecavüzcü koğuşunda ceza çektiren ve buna karşın dışarıda kızın rızası istikametinde her türlü sapkınlığa evet diyen yasalardan bahsediyoruz. Yani evlenmeden her türlü ilişki yasal ve fakat resmi nikah altına alıp-evlenince çocuk istismarı. Bunun birinci ve en önemli gayesi fuhşu-garı meşru ilişkiyi yaygınlaştırmak ve evlilik yaşını daha yukarılara taşıyarak nesillerin verimli-sağlıklı artmasına süslü sözlerle yasa zırhı giydirilerek engel olmaktır.
Lanzoretti sözleşmesinin maddeleri arasında çocukların cinsel meta olarak kullanılmasının engellenmesi var, peki siz hiç bu ve buna benzer kuruluşların internette milyonlarca üretilip servis edilen çocuk pornalarına karşı bir yaptırımlarını duyup gördünüz mü. Siz Hristiyan dünyasında kiliselerde binlerce çocuğun tecavüz olayına karşı gerek bizim batı hayranlarından veya bu kurumlardan kiliseler kapatılsın diye bir slogan duydunuz mu?. Hani bizim köklerinin kurumasını şiddetle arzu ettiğimiz birkaç yerli namussuzun ardından kıyameti koparanlardan kiliselerde ki mağdur çocukların hakkını savunan ve papazları cezalandırılması gerekir sözleri duydunuz mu?
Peki siz Avrupa’nın ortasında bizzat Avrupalılar tarafından çalınan-kaçırılan-kaybolan (250.000) çocukla ilgili pişmanlık-üzüntü ve de çözüm ifade eden bir şeyler duydunuz mu, veya organları için kaçırılan çocuklar, porno-fuhuş sektörü için ortadan yok edilen çocuklar , kimsesiz diye büyütmeleri için sapkın evlilikler yapanlara teslim edilişlerine ses çıkaran bir batılı veya bir yaptırım duydunuz mu. Peki siz açlıktan her gün 25 milyon kişinin öldüğü ve aralarında büyük oranda çocukların da olduğu bilindiği halde bu dediğiniz kurumlardan bir çalışma duydunuz mu. Bu böyle uzar gider de biz uzatmayalım.. Bunların esas gayesi ne kadın, ne çocuk, ne barış, ne demokrasi, ne haksızlıkla mücadele, bunların programları sömürü düzenlerinin devamı için toplumu kollarında zehirli vantuzları bulunan ahtapot misali toplumların direnç mekanizmasını kırmak, mankurtlaştırarak kendi amaçlarına hizmet ettirmek ve bunun için kurumlar oluşturmak ve hükümetler vasıtasıyla da bu kurumları yasal statüye kavuşturmaktır.
Bir kere şunu gönül rahatlığından söyleyelim ki, biz dünyanın en şerefli milleti ve nefesi tükenmiş insanlığa hayat olacak dine sahip şanlı bir ümmetiz, kesinlik ile kendimizi bu yerde görerek diyoruz ki; Geçmişte insanlığın dirilişine vesile olmuş yaşatılan/yaşanılan islam’i hayat ile adaletin timsali olmuş ecdadımızın 2500 yıllık tarihi ve Anadolu edep-ahlakıyla ile insanlık bizim getireceğimiz düzene muhtaçtır. Biz Avrupa’yada insanlığı da kendi medeniyetimizi götürerek ilayi kelimetullah nizamına hizmet edeceğiz inşallah.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni
Madde 4-10-18’in hukuki tahlilleri/ Av. Ebubekir Esad BAŞ/19 Mayıs 2020