Yazımın başlığı oldukça itici ve korkunç değil mi? Acı ama gerçek bu! Hepimiz öyle veya böyle, domuz veya domuz katkılı ürünleri yiyip-içiyor, giyinip kuşanıyoruz maalesef. Rabbimiz kurtarsın, bilip bilmeden yediğimiz bu melanetten bizleri muhafaza etsin. Sözde dualarımız öyle de, fiili duamız yani davranışlarımızda öyle mi? Oy vererek kendimize yönetici yaptıklarımız, gereken duyarlılığı gösteriyor mu? Daha da önemlisi, bizler yöneticilerimizi bu konuda yeterince uyarıp denetliyor muyuz? Yoksa hem ağlarım, hem giderim diyen gelinlerin sessiz kabulü gibi ve tıpkı faizle iç içe yaşamaya alıştığımız gibi, zinayı suç olmaktan çıkardığımız gibi daha bir çok konuda, Allah’ın ve Peygamberinin açıkça lanetlediği fiilleri işlemeye devam edecek kadar cesur muyuz!
İSLAMDA DOMUZUN HÜKMÜ
Domuzun, İslamda tamamıyla yasaklanmış bir hayvan türü olduğunu ve Kur’anı Kerim’de açıkça belirtildiğini görüyoruz. “Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı” (el-Bakara 2/173; en-Nahl 16/115; ayrıca bk. el-Mâide 5/3; el-En‘âm 6/145).
Yenilmesi Müslümanlara açıkça haram kılınanlar;
1. Ölmüş hayvanlar (leş hükmündekiler)
2. Kan ve kandan yapılan yiyecekler
3. Domuz ve domuz ürünleri
4. Allah’ın adı anılarak kesilmeyen veya Allah’tan başka bir şeyin adına kesilen her türlü hayvan (koyun ve dana bile olsa)
Kur’ân-ı Kerîm’de etinin haram olduğu belirtilen tek hayvan domuzdur. Et yiyen diğer yırtıcı hayvanlarla ilgili yasak ise sünnet ve içtihada dayanmaktadır. Domuz, Müslümanlar için hukuken değer taşıyan (mütekavvim) mallardan değildir. Ayrıca şarabın, leşin, domuzun ve putların satımının haram olduğunu ifade eden sahih hadisler mevcuttur (Buhârî, “Büyû”, 102, 112; Müslim, “Müsâkat”, 71; Ebû Dâvûd, “Büyû”, 64). Bu hadislere dayanarak İslam hukukçuları domuzun alım satımının haram olduğuna hükmetmişlerdir. Domuzun hiç bir ürünü, endüstriyel işlemlerden geçmiş olsa bile kullanılamaz.
DOMUZ ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ NEDEN TERCİH EDİLİYOR?
Domuz ve domuz ürünleri ile ilgili verileri, mümkün olduğu kadar batılı kaynaklardan, yani domuzları besleyip her şekilde kullanmaya özen gösterenlerden toparlamaya çalıştım. Domuza muhalefet edenler arasında yine batılı bilim adamları ve PETA gibi vejeteryan organizasyonlarının verilerini de inceledim.
Domuz ve domuz ürünlerinin tercih edilmesinin en önemli nedeni maliyet uygunluğu, yani ekonomik olmasıdır. Kısaca domuzların önemli özelliklerini sıralarsak;
- Dişi domuzlar 170 ila 220 gün civarında doğurganlık çağına giriyor.
- Domuzların gebeliği 114 gün kadar sürüyor. Yani istenirse bir domuzdan yılda 3 batın yavru alınıyor.
- Domuzlar bir batında 12-13 civarında yavru verebiliyor.
- Doğumda 1-1,5 kilo civarında olan yavrular, iyi bir beslenmeyle 4 aylık olduğunda 130 kiloyu geçerek, kesilmek üzere mezbahalara gönderiliyor.
Gördüğünüz gibi; koyun, keçi ve büyükbaş hayvanlardan hiç birisi, hızlı üreme ve büyüme açısından domuzla rekabet edemez. Üstelik, domuzlar cam dışında her şeyi, ama her şeyi yiyebilecek mahluklardır. Yavruları da dahil, her türlü hayvan leşini ve atık maddeleri yiyerek beslenebiliyorlar.
TÜRKİYE’DE DOMUZ ÜRETİMİ
Ülkemizdeki domuz üreticiliği hakkında araştırma yaptığımızda, kısaca şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz: 2000’li yıllara kadar bu alanda tam bir rahatlık ve boş vermişlik durumu yaşanmış. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kurulan ve farklı kaynaklara göre sayısı 30 ila 90 arasında bulunan Domuz çiftliklerinde yıllarca denetleme yapılmadan domuz üretilmiş. Bu domuzların etleri, ucuza mal edilen salam, sucuk ve sosisler olarak veya toplu tüketim yerlerine el altından satılarak kullanılmış. Bir kısmı turist ve gayri Müslimlere domuz eti olarak temin edilmiş. 2006 yılı civarında çıkarılan yönetmelikler ve daha sıkı takiplerle, açıktan domuz yetiştiren çiftliklerin büyük bir kısmı şartları yetersiz bulunarak kapatılmış. Ülke genelinde resmi izinle çalışan 2-3 domuz çiftliği ve Antalya’da ruhsatlı bir domuz mezbahası kaldığı anlaşılmıştır. Halen, gizlice üretilen veya avcılar tarafından vurularak satılan yabani domuzlardan çıkan etlerin, miktarları hakkında sağlıklı bir bilgi olmadığı ancak, beklenenden çok fazla olduğu söylenmektedir.
- Domuzdan üretilebilengıda katkı maddeleri aynı zamanda bitkilerden veya diğer hayvanlardan da üretilebilmektedir. Üreticilerin, içindekiler kısmında yazılan E kodlu gıda katkılarının domuzdan yapılmadığını yazmaları, boş ve tüketicileri aldatmaya yönelik bir iddiadır. Bunların gerçek kaynağıyla ilgili ayrıntılı bildirimler ve yasal takipler eksiktir. Domuz ve domuz yağından üretilebilen, ayrıca her yerde haklarında uyarılar yayınlanan örnek gıda katkı maddeleri: E100, E110, E120, E140, E141, E153, E210, E213, E214, E216, E234, E252,E270, E280, E325, E326, E327, E334, E335, E336, E337, E422, E430, E431,E432, E433, E434, E435, E436, E440, E470, E471, E472, E473, E474, E475,E476, E477, E478, E481, E482, E483, E491, E492, E493, E494, E495, E542,E570, E572, E631, E635, E904.
- DOMUZ GRİBİNİN AŞISINDA DA DOMUZ VAR!
Evet, maalesef var. Üstelik sadece Domuz Gribi (H1N1) aşısında değil, Avrupa ve Amerika’da üretilen aşıların bir çoğunda doğrudan içeriğinde veya üretiminde kullanılıyor. Üstelik bunu saklamayıp gururla yayınlıyorlar! Gelita firmasının ürünlerini ve kullanım alanlarını anlattığı sayfanın en başına aşı teknolojisindeki ürünleri konulmuş. İlgili sayfayı mümkün olduğu kadar aslına sadık kalarak Türkçe çevirisini buraya alıyorum. İnanmayan sitesine giderek inceleyebilir.
SONUÇ
Şimdiye kadar, en çok zaman ve emek harcadığım yazı bu oldu. İnşallah güzel bir amaca hizmet eder, Müslüman kardeşlerimizin dikkatini çeker, Devlet büyüklerimizin en azından jelatin konusunda gereken duyarlılığı göstermelerine vesile olur. Şahid ol Ya Rabb! Bildiklerimi ve inandıklarımı hiç eğip bükmeden, dosdoğru yazmaya gayret ettim. Eksiklerimizi Sen tamamla ve bizleri Senin Rızanı isteyenlerin yolundan ayırma! Amin… (Tarihi: 29 Ocak 2018)
Yazının Tamamı ve DEVAMI www.ercanozcelik.com dan ALINMIŞTIR. / Dr.Ercan ÖZÇELİK