TÜRKİYE’DE YAHUDİLER
Türkiye’de yaşayan Yahudilerin tarihi çok uzun bir geçmişe dayanmaktadır. İspanya ve Portekiz’den kovulan Sefarad Yahudilerinin birçoğuna, 15. Yüzyılın sonuna doğru Osman İmparatorluğu kucak açmıştır. İsrail devleti kurulduktan sonra önemli bir bölümü Türkiye’den ayrıldı. Küçük bir grup burada kalmayı tercih etmiştir.
Bugün, Türkiye’de yaşayan Yahudilerin sayısı ile ilgili farklı rakamlar ifade edilmektedir. Kimi kaynaklara göre on beş bin, kimilerine göre yirmi üç bin, bazı kaynaklara göre ise yirmi beş bin. Bunların büyük bir kısmı İstanbul ve İzmir’de ikamet etmektedir. İzmir, Türkiye Yahudiler’i için adeta bir merkez konumundadır. Türkiye’deki Yahudi nüfusunu bu kadar farklı rakamlarla ifade ediliyor olması ve gerçek nüfusun hiçbir zaman tam tespit edilemiyor olmasının en önemli nedeni; Yahudi olmalarına rağmen siyasi, sosyolojik, ekonomik ve dinsel nedenlerden ötürü “Müslümanlığa dönmüş” Sabetaycıların sayısının oldukça fazla olması yatar. .
Müslümanlığa dönüş kavramını biraz açmak gerekir. Zira bu dönüş gerçek anlamda bir dönüş değildir. Kendilerini gizleme ihtiyacı duydukları için; Müslüman gibi görünüp, gerçekte Yahudi ritüellerine sıkı sıkıya bağlı olma halinden bahsediyoruz. Bir anlamda “takiye” olarak da ifade edebileceğimiz bu yaklaşımın genişlemesinde; 1955 yılında gerçekleşen ve ‘6-7 Eylül Olayları’ olarak adlandırılan, azınlıklara yönelik saldırıların da etkisini hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum.
Ülkemizde yaşayan Sabetaycı/Dönme Yahudileri için; “Türkiye’deki Yahudiler görünmez yaşar, görünmez olur” tabiri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak; Türkiye’deki Yahudi nüfusu için yukarıda verdiğimiz rakamlara Sabetaycılar’ı, yani dönmeleri de ilave edersek rakam yüz binlerle ifade olunur. Türkiye’de, farklı görüşlere rağmen çoğunlukla üzerinde uzlaşma sağlanan görüşe göre, üç Yahudi grup yaşamaktadır. Bunlar; Safaratlar, Karaitler ve Askenaziler’dir. Aşkenazlar, Almanya ve Doğu Avrupa’dan gelen Yahudiler’dir.
“Aşkenaz,” İbranice Almanya sözcüğünden türemiştir. Safaratlar ise; İspanya, Portekiz, İtalya, Ortadoğu, Afrika ve Türkiye’de yaşayan Yahudiler ve onların soyundan gelenlerdir.
Safarat sözcüğü İspanyolcadan türemiştir. Safaratlar, Türkiye’deki Yahudiler’in çoğunluğunu teşkil etmektedir.
Karaitler, Türkiye’de yaşayan Yahudi grubun içinde nüfusu en az olanıdır. Sayısı sadece yüzlerle ifade edilmektedir. Karaitler, yüzyıllardır İstanbul’da yaşamaktadır. Bunlar ülkemizde yaşayan Yahudi grupları içerisinde en tutucu olanıdır.S
SABETAYCILIK (SABATAYCILIK)
Sabetaycılık; 17. Yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabetay Sevi’nin kurucusu olduğu, kendisini Mesih kabul eden mistisizme ve Kabala’ya dayanan bir Yahudi inanç sistemidir..
Sabetay; Yahudi olduğu halde siyasi, sosyolojik ve ekonomik nedenlerle Müslümanlığa dönmüş olanlara veya dönmüş gibi görünenlere verilen addır. 1626 yılında İzmir’de dünyaya gelen Sabetay Sevi’nin ilgi alanı kabalaydı. Talmut ve Tora üzerinden eğitim alarak yetişmiş bir hahamdır. Yahudi cemaati içerisinde fazla itibar görmemesine rağmen; hatırı sayılır bir oranda mürit edinmeyi başaran Sabetay Sevi, kendisini 1648’de Mesih ilan etti. İlk başlarda kendisine inananlar fazla olmamıştır. Zamanla, beklenen kurtarıcı olduğuna inananların sayısında artış görüldü. Sevi, oluşturmak istediği yeni akım doğrultusunda Yahudilikteki dualarda ve ibadet şekillerinde değişiklik yoluna gitti.
Başına buyruk eylemleri ve kararlarından rahatsız olan İstanbul’daki hahambaşı kendisini şikâyet etti. Sevi, bu şikâyetin üzerine sürgüne gönderildi. Padişah Sultan IV. Mehmet’in huzuruna çıkarılan Sevi, Müslüman olmuş görünür ve Mehmet adını alır. Sevi, elbette bu manevrasından sonra da amaçları doğrultusunda faaliyetlerden geri durmadı. Sabetayistlik adlı tarikatının prensiplerini yayımladı: “Allah birdir. Sabetay Sevi Mesih’tir. Yalan yere yemin edilmeyecektir. Allah’ın ve Mesih’in adı anıldığında hürmet edilecektir. Mesih’in sırrını anlamak için toplantılar yapılacak. Adam öldürülmeyecek. Zina edilmeyecek. Yahudi takviminin 9. ayı Kislev’in 16. günü bayram yapılacak. Yalan şahitlik edilmeyecek. Birbirlerine mürüvvet ve merhametli davranılacak.H
Her gün gizlice Tevrat’tan ilahîler okunacak. Müslümanların âdetlerine ve görünüşte ibadetlerine uyulacak… Müslümanlarla evlenilmeyecek. Müslüman bayramlarına hürmet gösterilecektir.” Müritleriyle gizlice ayin yaparken yakalanan Sevi; Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa ‘nın emriyle, müritleri ile birlikte bir kez daha sürgüne gönderildi. Sürgünde 1676 yılında hayatını kaybetti. Müritleri; onun ölmediğini, görevini tamamlamak için bir gün geri döneceğine dair sıra dışı söylemlerde bulunmuşlardı.
Sevi’nin ölümünden yıllar sonra, liderlik kavgaları sonucu Sabetaycılık üç farklı kola ayrıldığı bilinmektedir. Gruplardan biri Sabatay’ın ikinci karısı Ayşe ile kardeşi Yakop’un etrafında toplanan ve Yakop Qerido’yu, yeni Mesih kabul eden Yakubîler. Diğer bir grup, Sabatay’ın varisi olduğuna ve Sevi’nin ruhunu taşıdığına inandıkları Osman Baruhya Ruso’nun etrafında toplanan Karakaşlar. Son grup ise Sevi geleneğini sürdüren Kapanîler’dir.Y
Yahudi cemaati tarafından da sapkın kabul edilip dışlanan Sabetayistler; uzun yıllar Türkiye’de Müslüman görünüp, gizlice kendi inanç ve ibadetlerini yaşamışlardır. Türkiye’de oldukça etkin olan bu grup, Sultan Abdülhamit Han’ın tahtan indirilişinde de önemli bir payı vardı. Bunun yanı sıra; gazeteci, yapımcı, edebiyatçı ve politikacı gibi birçok farklı alanda tanınmış kişilerin de bu oluşumun bir parçası olduğunu belirtmek gerekir. Sabetaistliğin kurucusu Sabetay Sevi’nin soyundan geldiği bilinen torunu Ilgaz Zorlu, bu hakikati dillendirenlerden en önemlisidir. Zorlu; açıklamalarında, Türkiye’de herkesin tanıdığı, bildiği ve hatta sevdiği bazı isimlerin Sabetayist olduğunu söylemiştir.T
Türk Masonlarının da büyük çoğunluğunun Sabetayist olduğunu ileri süren Zorlu, Cumhurbaşkanlarının önemli bir kısmının da Sabetayist olduğunu iddia etmiştir.
Uluslararası Yazarlar ve Gazeteciler Cemiyeti
Kurucular Kurulu üyesidir.Cemiyette bir süre yönetim kurulu üyeliği ve Genel Sekreterlik görevini de yürütmüştür.
Emeğinize sağlık Mehmet Zengin bey.
Güzel ve sydinlatici bilgiler için teşekkürler.