Dünya’nın en fazla (184 milyon)yaşlı nüfusuna sahip ülke olan Çin’de yaşlıların düzenli ziyaret edilmesini öngören “Yaşlıların Hak ve Çıkarlarını Koruma Kanunu özen ve dikkatle uygulanmaktadır. Ülkenin artan yaşlı nüfusunun sorunlarını çözmek için atılan adımlardan biri olan bu yasaya göre, ebeveynlerinden ayrı yaşayan aile üyelerinin düzenli olarak yaşlı akrabalarını ziyaret etmesi gerekiyor. Aile üyelerinin yaşlı ebeveyn ve akrabalarının ruhsal ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü olacağı ve onlara soğuk davrananların ceza alabileceği belirtiliyor.
Buyrun birde bizdeki yaşlıların durumlarına ve önemine bakalım.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yaşlı nüfusun oranı, 2013 yılındaki yüzde 7.7 olan düzeyinden 2014’te 6 milyon 194 bin ile yüzde 8.0’e çıktı.Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10.2, 2050 yılında yüzde 20.8 ve 2075 yılında yüzde 27.7’ye yükseleceği tahmin edildi.Yani ortalama her üç kişiden birisi yaşlı olan bir nüfusa sahip olacağız
Şu anda Türkiye’deki yaşlı nüfusun büyüklüğü, Danimarka, Slovakya, Finlandiya, Norveç, İrlanda ve Bosna Hersek ülke nüfuslarının her bir ülkenin kendi nüfusunun üzerinde bir sayıya sahiptir..
Her yaşın kendine özgü zorlukları ve güzellikleri vardır. Peygamberimiz (s.a.v.) “Allah’ım acizlikten,cimrilikten,ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve kabir azabından sana sığınırım”.diye dua ederdi.Yine bir sohbette “üç defa burnu yerde sürtülsün” dediğinde sahebeler kimdir o ya Allah’ın resulü diye sorar. Peygamberimiz(s.a.v.)”Ana babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı halde cenneti kazanamayan kimsedir” diye buyurdu.
İslam’ın yaşlılara verdiği ve verilmesi gereken değeri anlatan şu Ayet ne güzeldir.
“Rabbin sadece kendisine ibadet etmemizi ve anne-babamıza da iyi davranmamızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine of bile deme; onları azarlama ikisine de güzel söz söyle. İSRA (17/23) .Peygamberimiz(s.a.v.)Yaşlılara saygı göstermeyi de iman etmenin gereği saymaktadır.Bir hadiste “Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” diye nede güzel söylemiştir.
Yaşlılarına sahip çıkan onlarla birlikte yaşama kültürüne sahip Anadolu ve İslam ahlakına rağmen. Kendilerine yeni bir yaşam biçimi, adı ve süsü vererek yaşlılarını HUZUR evlerine gönderen bir jenerasyon çoğunluğu oluşmaya başlamıştır. Yaşlı nüfus içerisinde bakıma muhtaç hastalara özel hizmet merkezlerini bu huzur evleri ile beraber değerlendirmemek lazım elbette ki.
Yavrusunu gözünün önünden ayırmadan nefesini, bir ıh bile dese dahi duymak mesafesinde yanında BEŞİK denilen kucağa koyan anne-baba’yı gözüm görmesin yanımda bulunmasın diyerek yuva sıcaklığından dışarı atan evlat’laradır sözümüz.. Ana-baba yı huzur evine gönderip evde yer açmaya çalışmak. Düğün salonu sahibinin alan genişletmek için kolon kesmesine benzer.Aile kurumu gelecek nesillerin başına yıkılır Rabbim korusun. Batıl dinler de kanun zoru ile yaşlılarını korumaya alırken bizim güzel dinimiz 1436 senedir ümmete sıla-i rahim gibi bir rahmet nefesi bahşetmiştir.
Sıla-i rahmin birkaç derecesi vardır. En aşağı derecesi akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımızda selâmlaşmayı, hal hâtır sormayı ihmâl etmemek; dâima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir. İkinci derece de ziyâretlerine gitmek ve çeşitli konularda yardımlarına koşmaktır. Bunlar daha çok bedenî hizmetlerdir. Özellikle yaşlıları zaman zaman yoklayarak, yapılacak işleri varsa onları takip etmek kendilerini sevindirecektir. Sıla-i rahmin üçüncü ve en önemli derecesi akrabalara malî yardım ve destek sağlamaktır.
Batı dünyasının yaşam şekli bizi aldatmasın. Aile,Evlilik,Çocuk,Akraba batılı yaşamda şu anda geri dönülmez ve onarılmaz durumdadır. Krematoryum dedikleri fırınlarda ölülerini yakıp küllerini kavanoza koyuyorlar , aile ve akraba ilişkileri sadece reklam ve film sahnelerinde sürdürülen bir komedya bir oyundur maalesef. Allah nizamına ihtiyacı olan dünya’ya İslam ahlakı ile sıla-ı rahim gibi nefesle hayat vermek İslam ümmetinin çocuklarının ve nesillerinin vazifeleridir.
Sözümüzü sözlerin en güzeli Allah (c.c.)ve Peyğamberimiz(s.a.v.)in ayet ve hadisleri ile tamamlayalım .
“Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” (Nisâ, 4/I)
“Allah’ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar (akrabayla ilişkiyi kesenler) ve yeryüzünde fesat çıkarırlar; hüsrana uğrayanlar işte onlardır.” (Bakara, 27)
Birkaç da Hadis-i şerif… “Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin” (Buhari, Edeb, 12)
“Günahların en çirkini sıla-i rahimi terk etmek ve ana babaya eziyet etmektir.”
Selam ve selamet üzerimize olsun.
11/04/2016
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi / Genel Yayın Yönetmeni