Gerek ABD ve gerek NATO içindeki sahte müttefikler, kötü komşular bize cumhuriyetten bu yana unutmuş olduğumuz Milli benliğimizi ve Dünya’daki misyonumuzu hatırlarmıştır. Bu Millet Yurtta sulh cihanda sulh sözlerinin, uyu uyu yat uyu sözleri olduğunu, darbenin “yurtta sulh konseyince” gerçekleştiğinde bir kere daha anlamıştır.
VATAN TOPRAĞI BENİM KEFENİMDİR
Ne güzel söz söylemişler, Kötü komşu veya ev sahibi adamı mal sahibi veya ev sahibi yapar diyerek. İki türlü söyleyişte bize şunu anlatıyor, kötü adamlar vardır ve iyilerle iyiliklerle hep mücadelesi olacaktır. En sonunu da İyiler kazanacaktır, hem maddi hem de manevi olarak. Ben Böyle asil milletin bireyi olduğum için kendimi çok şanslı görüyor ve Allah’ıma şükür ediyorum. Tarih boyunca hep mazlumdan ve haktan yanında olduğumuz için de her keresin de zalimler karşımız da olmuştur.
Her canlı var oluş gayesine ve fıtratına göre davranır ve yaşar bu Milleti tarif etmek istersen tarihine bakman yeterlidir, savaşmayı bir sanat, savaşta ölmeyi şehadete götüren bir hedef olarak görmüştür, Fethettiği ülkelerde yaşayan halkların dinlerine ve dinlerine, namuslarına ve örflerine müdahale etmemişlerdir.
Tarih yazan olamadıysa da Tarih yapan ve yaşadığı çağdaki tüm zalimliklere karşı durarak Tarih değiştiren bir Millet olmuştur. Sene 2018 tüm Dünya’ya kafa tutan haraca kesen , 2. Dünya savaşından sonra tüm Dünya’yı Galipler olarak beş devletin paylaşacağı sofrası olarak gören çakal, sırtlan zihniyetli sömürgecilere karşı yine her şeye rağmen karşı duran bir Millet olarak sahnedeyiz.
Bizim Cumhurbaşkanlığı Forsumuz da 16 yıldız işte tam da bizi ve bize şunu anlatıyor. Biz 16 devlet kurduk Lakin 15 devletimizi de esir, şahsiyetsiz ve zillet ile yaşamaktan ise mücadeleden kaçmayarak yıkılmasını göze alarak bu günlere geldik yani Boyun eğmektense boynumuzun vurulmasını daha şerefli gördük. Bir çok savaşta bizden sayıca çok üstün ve donanımlı ordulara karşı galip geldik.
Bulunduğumuz günler bizim yaşamsal kader günleri olduğu kadar, tüm Dünya’nın da yeni ittifaklar ve yeni düşmanlıklar kuracağı bir dönemdir. Kötü komşu ABD, bizim Müttefiklerimiz yoktur uçaklarımız ve uşaklarımız vardır diyerek şunu söylemektedir. Ya benim çıkarlarıma hizmet eder bana uşak olursun ya da benim gücüm ile tanışırsın.
Türkiye safını belirlemelidir ya tam bağımsız ve gerek tarım gerekse sanayi ve teknolojide kendine yeten ve Savaşta sahada, siyasette masada olan bir ülke olacaktır. Ya da mevcut ülke sınırlarını unutacak sevr anlaşması sınırlarını kabul edecektir.
Bu ecdad yadigarı vatanın Kürtlere, Ermenilere ,Rumlara velhasıl garnizon devlet statüsünde emperyalistlerin kendi idaresi altındaki liderlere paylaştırarak parça parça ederek yok olmayı kabul edecektir. Ayrıca, Kültürel olarak Avrupa taklitçisi celladına aşık Mukallit olacak ve de din olarak ılımlı İslam adı altında dini değerlerine yabancı edilecektir.
Çok şükür bu senaryolar geride kalmıştır, Millet 15 Temmuz destanı ile kararını tüm dost ve düşmana ilan etmiştir, stratejik ortaklık kandırmacaları ve sahte dostluklar dönemi kapanmıştır. Sadece Türkiye içinde birliktelik değil tüm dünyadaki bizden olan bizim olanlar ile beraberlik mecburi hale gelmiştir.
1071 Malazgirt savaşı ile Bizans’a, 30 Ağustos 1922’deki büyük zafer ile de tüm Dünya’ya bu ülkenin, Anadolu’nun ebediyete kadar Türk ve Müslüman yurdu kalacağını haykırmıştır.
Gerek ABD ve gerek NATO içindeki sahte müttefikler, kötü komşular bize cumhuriyetten bu yana unutmuş olduğumuz Milli benliğimizi ve Dünya’daki misyonumuzu hatırlarmıştır. Bu Millet Yurtta sulh cihanda sulh sözlerinin, uyu uyu yat uyu sözleri olduğunu, darbenin “yurtta sulh konseyince” gerçekleştiğinde bir kere daha anlamıştır.
Türkiye 16 yıldan bu yana istikrarla Dünya siyasetinde yeni arayışlara girmiştir. Bir yandan AB ülkelerindeki müspet idarelerle karşılıklı ticari ilişkiler kurmuş diğer yandan Şengay beşlisi ile ekonomik, siyasal ilişkilerin temellerini yoklamıştır. BRİCS ülkelerinin toplantılarına davet edilmiş, Tüm Dünya’nın ekonomik temellerini yerinden oynatacak her ülke ile kendi parası ile alışveriş sistemini dile getirip yer yer de uygulayarak DOLAR’ın hakimiyetinden beslenen küresel sermaye baronlarına ve Siyonist hakimiyete karşı başkaldıran lider Ülke olmuştur.
Sanayide teknolojide dev adımlar atmıştır, Savunma sanayimiz üretimde yerlilik oranı yüzde 20’den yüzde 65’e yükselmiştir. Bu bizi savunma sanayinde yüzde 80 dışa bağımlı iken yüzde 20 dışa bağımlı bir ülke konumuna yükseltmiştir. Eğitimde, sağlıkta, alt yapı ve yapılaşmada çok ciddi başarılar elde edildiyse de daha çok eksiklerimiz vardır.
Katma değeri yüksek ürünler üretmede, Tarım ve hayvancılıkta, Aile ve dini konularda özellikle Adalette çok ciddi yanlışlar ve eksikler vardır. İktidara yakın kayırılan ve beslenen bir kesim ısrarla varlığını sürdürmekte, Devletin kendi kurumlarında ve belediyeler de araç israfı başta olmak üzere İSRAF had safhadadır.
Millet vekili veya belediye başkan adaylarının tespitinde çoğunluk veya temayül kuralları hiç sayılmakta vatanına ve partisini bağlı seçmenin sabrı, tahammül sınırları zorlanmaktadır. Bu MİLLET devletine bağlılığını canı ile ortaya koymuştur, şimdi Cumhur Başkan’ından ve idarecilerinden ecdadın emaneti bu vatanı korumak ve bu dini yükseltmek adına Sultan ALPASLAN misali liderlik beklemektedir. Çünkü biz biliyoruz ki ya oluruz ya da ölürüz.
Yazımıza Sultan ALPASLAN’ın Malazgirt meydan savaşında ordusuna hitabeti ile can verelim.
Sultan Alparslan Malazgirt Meydan Muharebesi’ne girmeden evvel, bembeyaz elbiseler giydi ve; “Bu benim kefenimdir!” dedi.
“Yarabbi Seni kendime vekil yapıyor azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allahım niyetim halistir bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret”.
“Ya muzaffer olur gâyeme ulaşırım; ya da şehîd olarak Cennetʼe giderim. Sizlerden beni tâkip etmeyi tercih edenler, tâkip etsin. Ayrılmayı tercih edenler, gitsinler! Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. Zira bugün ben de sizlerden biriyim. Sizlerle birlikte savaşan bir gâziyim. Beni tâkip edenler ve nefislerini yüce Allâh’a adayarak şehîd olanlar, Cennetʼe; sağ kalanlar gâziliğe kavuşacaktır. Bu cihaddan ayrılanları ise, âhirette ateş, dünyada da rezillik beklemektedir.”
Rabbim tüm şehitlerimize Rahmet eylesin
MUSTAFA HAKKI SEZGİN