Şanlıurfa’mızın Karaköprü Narlıktır türküsünün son dörtlüğünün “Dağlara lale düştü, Güle velvele düştü, Öldüğüme gam yemem le, Yar elden ele düştü” diyerek dile gelmesinden , bize sevgilinin sahiplenmesi gerektiğini ve yaban ellere hele hele dillere düşürülmemesi söylendiğini anlıyorum.
Oysa bu günler de Yabancıların cesaret edemediği ata, baba ocağım vatan toprağım Şanlıurfa’ma karşı Sosyal medya denen mecralarda bazı aşağılama ve alaya alma paylaşımlarını görmekteyiz.Bu talihsiz paylaşımlar hem Sarhoş mezesi hoyratlığın da yapılmakta, hem de benim GÜYA memleketlilerim tarafından servis edilmektedir.
Şanlıurfa’yı nasıl anlamak istiyorlar ne ile neyi mukayese ediyorlar anlamak mümkün değil, Siz Yer yüzünün önemli kadım şehirleri olan Kudüs’ü, Mekke’yi, Medine’yi, Roma’yı, İskenderiye’yi, Atina’yı Hangi Ülkenin hangi şehri ile yarıştıracaksınız Berlin, Lizbon, Newyork, Paris, Pekin, Washington DC, Stokholm, Bern, Londra Hadi bakalım söyleyin, hangisi ile yarıştıra bilirsiniz ki. Elbette hiç birisi ile mukayese bile edemezsiniz. Geçmişten bu günümüze tarih, din, Kültür, bilim, sanat gibi insanlık medeniyetinin neşvünema bulduğu Kadim şehirleri, bu şehirlerle mukayese edemezsiniz, yarıştıramazsınız.
İnsanlığın kadim şehirlerini nasıl diğer şehirler ile yarıştıramaz iseniz Şanlıurfa’yı da Kayseri, Denizli, İzmit, Gaziantep, Konya ve hatta İstanbul ile yarıştıramazsınız. İstanbul’un Kuruluş tarihi: MÖ 685 yılıdır Lütfen Dikkat edelim neyi ne ile, kimi kim ile yarıştıracaksanız hesabı ona göre yapın. Kaç tane Kayseri veya İzmit YAN YANA GELİR DE bir Şanlıurfa eder, Kaç tane Berlin, Londra veya Washington yan yana gelir de bir Kudüs, Medine veya bir Mekke edebilirse işte o kadar eder.
Var oluşundan bu yana yaratan, bu şehirlere ve Bazı kişilere farklı üstünlük getirecek ayrıcalıklar vermiştir, işte Şanlıurfa’mız da bunlardan birisidir. Kabahat veya eksiklik Şanlıurfa’da değil Kendisine BAHŞEDİLEN değerin kıymetini bilmeyen onu anlamayan, anlatamayan savunamayan benim gibi değer kıymet bilmezlerindir, İŞTE O kadar.
Gelelim bu günden sonra ki yarına, var mısınız şehrimizin bizim üzerimizde ki hakkını ödemeye; Var mısınız çok Şanslı ve fakat Mirasyedi evlatlar olarak ayağa kalkmaya, Var mısınız her ayağı sürçtüğünde babalarını suçlamayacak evlatlar olmaya, var mısınız Koltuklarımızın altından ikişer üçer yastıkları atıp ayağa kalkmaya. Var mısınız, İnsanlığın ata yurdu olan Kadim şehrimizin Tarih, kültür, medeniyet özeliklerinden devam edip, hizmetin Hakkını vererek yola kaldığımız yerden devam etmeye, var mısınız, bize bahşedilen yer üstü zenginliklerimiz kadar yer altı zenginliklerimizden de faydalanıp şehrimizi sanayide ticarette de en üst sıralara taşımaya, Var mısınız…
Bir Kraliçe güzelliğindeki şehrimiz üzerinde eşsiz değerde tarihi ve kültürel kıymetler taşımaktadır, bunca değere karşı Şanlıurfa’nın hak ettiği değeri bulmadığını söylemek ile yetinmemeliyiz, emek verilmeden Mahsul kaldırılamayacağını, alt yapı, vasıflı elaman, kaliteli malzeme olmadan da ürün alınamayacağını en iyi sizler bilmektesiniz. Çok değerli yetişmiş insanlara sahip bir şehrin evlatları olarak, diğer şehirlerin STK’larının şehirlerinin kalkınmasına öncülük ettiğini bilmekte ve görmekteyiz. Biz bu şehrin evlatları olarak kimi bekliyoruz, kimden medet umuyoruz. Bize bir Allah’mız, bir de biz yeter dersek işe başlamış olmaz mıyız.
Geç kalmadık şimdi Tam zamanı, yeni bir Dünya kurulmakta, kıtlıkların yaşanacağı, dijital para ve sistemlerin hükümdar olacağı yeni bir döneme girmiş bulunmaktayız. Yeni dengelerin kurulacağı yaşlı Dünya’da Türkiye’miz de yerini alacaktır;Bizde Şanlıurfa olarak Türkiye’de kurulacak ekonomik siyasi düzende yerimizi almak için gücümüzün farkında olarak,ayak altında kalmamak için ayakta olmalıyız.
Tarımsal arazi ve ürünlerde Şanlıurfa çok şanslı ve özel bir yere sahiptir, genç nüfus, coğrafi konum olarak da avantajlıdır, Sanayicisi, siyasetçisi, akademisyeni, çiftçisi, başarılı iş insanları ile Urfa’ya öncülük edecek fikirlere ve memleket aşığı, vatansever insanların ayağa kalkıp işin ucundan tutmasına ihtiyaç vardır.
Yeni bir çağın başlangıcında şimdi atağa kalkmalı, ayağa kalkmalı ,emin olun ki ayağa kalktığınız da, aynı kurtuluş savaşımız da olduğu gibi, yalnız olmadığımızı, sahipsiz olmadığımızı göreceksiniz. STK’ları siyasetçisi, din adamı, Öğretmeni, esnafı, Çiftçisi, işçisi, sanayicisi bir ve beraber olarak Şanlıurfa olarak ayağa kalkmalıyız.
Bizim tek tek ilçelerimiz ile birlikte Şanlıurfa olduğumuzu hatırdan çıkarmadan, bizim Türk, Kürt, Arap, Hanefi, Şafi yani Renklerimiz ve desenlerimiz ile beraber Şanlıurfa olduğumuzu bilerek ve ayaklar altında kalmamak için ayağa kalkmalıyız.
Şanlıurfa iş insanları olarak göstereceğiniz çabalar, maddi-manevi-siyasi- kültürel sorunlarla baş başa olan Urfalılar için, gelecekte, maddi manevi dertlerine çare bulunması için, yapılacak mücadele ve atılacak her adım kazanılan her savaş bize kaleye konulan bir taş misali , temel taşları gibi, hayır sarayının temel taşları gibi, hak ettiği yerini bulacaktır Biiznillah.
Çünkü kainatı var eden bu nizamın sahibi tarafından, Ülkelerin ve insanların ömürleri bütününde çok kıymetli kavşaklar ve dönemler verilmektedir. Külli iradenin bizlere bahşettiği bu lütuftan nasibimizi alabilmemiz için, Evet şimdi tüm eksiklerimizi tamamlamanın, yanlışlarımızı düzeltmenin Tam Zamanı…
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni