Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında “Önümüzdeki Cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini akamete uğratıyoruz. Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz. Alevi-Bektaşi toplumu için kurumsal bir yapı kuruyoruz ” dedi.
Evet beni Eskişehir’den’den alevi dedem aradı ve ; “Bu Anadolu Alevileri ve Bektaşileri için bir milattır, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir milat yaşanıyor, cumhuriyet kuruluşundan bu yana ilk defa Alevi ve Bektaşiler ile ilgili Kurumsal bir yapı oluşturma çalışması yapılıyor. Bu bir devlet meselesidir bu çalışma çok önemli bir girizgah olmuştur bunun kıymetini bilmemiz lazım” demiştir.
Biz bu konunun önemini çok iyi bilmekteyiz ve uzunca bir zamandan bu yana USPUM olarak bu kesim ile Alevilik ve Bektaşilik konusunda toplumsal birliktelik adına çalışmalar yapmaktayız. Elbette yeni bir dönem için umut vericidir, cumhuriyet öncesi 2.Mahmut döneminde kapatılan tekke-dergah-zaviyelerden sonra cumhurbaşkanlığı düzeyinde Alevi-Bektaşilerin yaşadığı travmaya ilk defa bu seviyede bir dokunuş vardır. Özelikle dikkat edilmesini istediğimiz bu konuyu suiistimal yapmak isteyenler çıkacaktır/vardır. Bunlar Aleviliği temsil etmeyi yakalayamamış STK’lar ve bundan nemalanmaya çalışıp istismar etmek isteyenlerdir. Birde bu mevcut durumu kullanıp siyasette siyasal ikbal elde etmek isteyenleri de vardır/olacaktır.
Kurumsallaşmayı istismar etmeyi önlemek veya istismarcılara fırsat vermemek için dernek-federasyon-konfederasyon üzerinde değil de ocak ve dedeler üzerinden gidilmelidir. Kurumsal yapının oluşmasında ocak disiplini ve dedeler eğitimine de önem verilmelidir çünkü bu kesim yaklaşık 250 yıldır akidelerini öğrenmeden yaşamak durumundalar ve akidelerini öğreten kendi kaynaklarına gidemedikleri için hurafeler ve uydurmalar ile hadiseleri götürmeye çalışıyorlar. Burada asıl olan Anadolu Aleviliği ve Bektaşiliği bu kesimin eğitimsizliğinin eksikliğinde dolayı Hz. Ali’siz Aleviliğe evrilme gayretlerinin mevcut olmasıdır.
Yaklaşık 2003 den bu yana müthiş çalışmalar oldu ve ufak tohumlar atıldı. Bu sefer çok güzel bir şeyler ki, kalıcı çalışmalar görünüyor kalıcı tohum atılıyor. İlk başlangıç dönemlerinde Diyanetin içersin de bir kol olması söylenmişti, şimdi kendi içinde çeşitli açılımlarla birlikte kendi başına kurumsal bir yapı oluşturmadan bahsedilmektedir.
Dünden bugüne bakacak olur isek, Hacı Bektaş-i velinin kurmuş olduğu ocak sayısı 213 iken şu an Anadolu’da 120 ocak vardır ve diğerleri kapanmıştır. Devam edenler de dedelerin kontrolünde ocak disiplininden yoksun; Esasında yanlış başlayan şey mevcut kurumların sistemleri ile siz ocakları yönetmeye çalışırsanız içinden çıkamazsınız. Nasıl bir Nakşi-Kadiri dergahını sivil bir topluluk içerisin de yönetmek de zorluk çekiyorsanız bu da odur işte. Bu kurumlar kendi disiplini içinde kurulmaz ise ehlinin eline değil ehil olmayanın eline geçer, bu da problemlerin başlangıcı demektir. Diyanetin içinde olmaması mükemmel kendi başına olması mükemmel, ocak disiplinini 2.Mahmut’dan bu yana kaldığı yerden kendi ruhuna dönüşünü yakalarsak çok daha devlete millete kendi halkına hizmet edeceklerdir.
Bir daha tekrar etmek istiyoruz , biz USPUM olarak 15 yıldır Anadolu Aleviliği-Bektaşilik üzerine de çalışmalar yapmaktayız, oluşum ocaklar-dedeler üzerinden sağlanmalıdır, çünkü onlar hala çok temiz bozulmamış bir kesim, dernek-Federasyonların siyasi-ticari birçok maksatları olabiliyor. Ve de biliyorsunuz temiz insanlar istismara çok açık Türkiye’de maalesef böyle de bir pozisyon var.
USPUM Başkanı/ Muhammed Taha GERGERLİOĞLU/ www.uspum.org.tr