16.Yüzyıldan buyana Dünya galiplerin hükümran olduğu güç medeniyetine teslim olmuştur. Dünya’yı idare eden gücün tanımını yapacak olursak, ilahi varlığın tanımı ve bilginin kaynağı bizim medeniyetimizin değildir. Dünya adalet ile yönetilmemektedir, Dünya Batının standartları ve batının kabul ettirdiği normlara göre yönetilmektedir. Bu teslimiyet 3.Selim ve 2. Mahmut’tan bu yana süre gelmekte, bu gün de yeni idarecilerimiz tarafından en yüksekte ki idarecilerimizin kararları ile uygulanmaktadır. İstanbul sözleşmesini de bu iradenin teslimiyeti içersin de kabul edebiliriz.
Denetimin uygulamadan sonra geldiği, yönetimlerin güçlü ve denetimlerin zayıf olduğu idareler de sorunlar artar eksilmez. Cumhuriyet döneminden bu yana da Galiplerin inançları da dahil olmak üzere aile, yaşam, eğitim normları üzerinden idare oluna gelmekteyiz.
Batı eğitimdeki ilk dört yılı kendi değerler eğitimi, sonraki dört yılı da alışkanlıklar eğitim ve daha sonra ki dört yılda da kabiliyetler eğitimi üzerinden toplumu geleceğe hazırlamaktadır. Eğitimde üzerimize giydirilen deli gömleği olan kast sistemi ve İngiliz sömürge ülkelerinde uygulanan eğitim sistemini üzerimizden çıkarıp atmamız ŞART. Türkiye geleceğine yatırım yapan devlet olmak istiyor ise el yordamı ve anlık değil, SİSTEMİK SÜREÇ izlemelidir. Yani Batının eğitim yöntemleri ve kurumları ile değil kendi geçmişimizin izini taşıyan bizi yeniden inşa edecek sistemleri hayata geçirilmesi gerekir. Biz USPUM (Ulusal Stratejiler Politikalar Üretme Merkezi) olarak uspum.org, Stratejik araştırma merkezlerinde Siberguvenlik.org.tr gibi kurumlarımızla Devletimizin milletimizin geleceğine yönelik hizmet hedefli çalışmalar yapmaktayız. Biz USPUM’un Muharip ve Mücahitleri olarak M.Taha Gergerlioğlu başkanın rehberliğinde kuracağımız bizim medeniyetimizin sistematiğinde ki yeni Dünya nizamının tüm insanlığın faydasına olması için mücadelemizi sürdürmekteyiz. Bu konularda devlette devamlılık esas olduğu gerçeğinden bakarak, İktidardaki hükümetimizin doğru yaptıklarını destekleyen yanlış-eksik yaptıklarını da nifak çıkarmadan eleştirme metodu üzerinde yürümekteyiz.
BATININ SAHTE MEDENİYETİ
Batı kurduğu, sürdürdüğü ve yaşatmaya çalıştığı adına medeniyet dediği sahte-yapay meyvesi dahi olmayan çiçek misali düzenden dolayı mutluluğu yakalamayacaktır. Bizim medeniyetimizin sistematiğinde kurulacak yeni dünya düzenine tüm insanlık muhtaçtır.
Batı geçmişten bu yana takip ettiği sistem sömürü kan ve vahşet üzerine kurmuştur, insanlığın tarihi serüvenine baktığımız da Kölelerin alınıp satıldığı dönemden şimdilerde ise insanları günümüzde BORÇ batağında ki borç köleleri, gelecekte ise HACKlene bilir Köleler dönemine geçirerek varlıklarını sürdürmek istemektedirler. Bu amaçlarına daha rahat ulaşmak içinde sinsice çalışmaktadırlar. İnsanların büyük ekseriyetinin gönüllü kölelik güdüsü ile kullanmak zorunda bırakıldığı; Google, Facebook, twitter, Yapay zeka, gibi dijital ortamlarda elde edilen başarılar alınan mesafeler kesinlikle kişisel başarılar değil bildiğimiz, Dünya’daki paranın yüzde sekseninin elinde bulunduranlar tarafından, insanlığı idare etmek üzere planlı ve programlı yapılan projelerin parçalarıdır.
NE YAPMALIYIZ
Bizler USPUM olarak Mefkurelerimizin gösterdiği yolda insanlığı esas alan içerisinde İslam’ın nefesi olan bir düzeni kurma yolunda her türlü mücadelenin, “ülkenin Devletin dini Adalettir” sözüne inanmış insanları tarafından verileceğine inanmaktayız ve biz USPUM olarak bu uğurda 10-20-30-50-100 yıllık planların hazırlığının yapılması için kadrolarımızı seferber etmiş durumdayız.
İçeride ve dışarıda düşman değil dost ve müttefik üretmeye odaklı siyaset kurumlarımızı harekete geçirecek, kızıl elmaya ulaşmak adına mefkurelerimizin ışığında hareket edeceğiz ve yani dünya nizamını kurmayı, hayata geçirecek şartların olgunlaşmasını sağlamayı esas varılacak hedef kabul etmekteyiz.
Neolibaral politika bize galiplerin dayattığı sistemdir, kendimizi bu zincirden kurtarmamız gerekmektedir. Bu şeytanilerin kurdukları sistemin hizmet ettiği amaç zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden adaletten yoksun bir ateştir toplumu ve devletleri yakar bitirir.
Biz tüm bu şartlara rağmen yeni Dünya nizamının hayata geçirilmesi ve tüm insanlığın faydasına olması için Milli manevi değerler ışığında mücadele eden bu ülkenin temel taşları olan kardeşlerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz.
Eğer bizim esas hedefimiz insanlığın gerçek manada kurtuluşu ise attığımız/atacağımız adımların yanlış istikamete gitmemesi için ilk adımlardan başlayarak doğru hedefler üzerinde yürümeliyiz. Biz USPUM olarak insanlığın dini inanç yönünden çok önemli bir dönemden geçtiğine inanmaktayız, şöyle bir bakılır ise batıl bile olsa, bozuk hali ile yaşanıyor bile olsalar kitabi/ilahi İslam’ı temsil ettiğini söyleyen ve kabul edilen dört dinin mensuplarının da içinde olduğu kişiler, karanlık bir uçuruma doğru hızla gitmektedir/ gitmekteyiz. Ortak sorun bu dinlerin mensupları dinden koparak Deizm/Ateizm inançsızlık dehlizin de kaybolup gitmeleridir. İşte tam da burada bize bu mevcut kabul edilmiş dinlerin ve tabi din mensuplarının hamisi olma görevi düşmektedir. Osmanlı tüm kabul edilen dinlerin hamiliğini Fatih Sultan Mehmet Han ile yapmıştır. İslam’ı temsil ettiğini ve gaye-i hayatının Kızıl elma olduğunu söyleyenler olarak bizler; Türkiye olarak mefkurelerimizin rehberliğinde kurulacak yeni dünya nizamın da bir Yahudi ve Hristiyan’nın da ben burada en güvendeyim ve dinimi özgürce yaşamaktayım diyebilmelidir/ dedirtebilmeliyiz.
USPUM Başkanı/ Muhammed Taha GERGERLİOĞLU/ www.uspum.org.tr