Ey; taşaron ve kalleş Ermenistan 30 yıldır, Azerbaycan’ın ana sütü gibi helal ve temiz olan bir milyon metre kare topraklarını işgal ederek kirletiyor ve bir milyon iki yüz bin insanını yurdundan, yuvasından ediyorsun. O da yetmemiş gibi birde özyurtlarında masum sivilleri katletmeye kalkıyorsun. Unutma ki; o topraklar her ne kadar Azerbaycan devleti sınırlarında olsa da, orası aslen bir İslâm – Türk topraklarıdır ve sahipsiz değildir. Yüzyıllar öncesi nasıl Rus zulmünden kurtardıysa bugün de Ermenistan işgalinden kurtaracaktır.
Azerbaycan bugüne kadar sessiz kaldıysa gerek Birleşmiş Milletlerin, Ermenistan, Azerbaycan, Karabağ topraklarını işgal etmiştir. Teyidi ile mevcut 4 adet kararına dayanarak ve (Fransa – ABD – Rusya’nın) kalantörlüğüne güvenerek sulh ile topraklarından çıkmasını beklemiştir. Durum gösteriyor ki; bu ülkeler sulh ile çözmekten yana olmadığı gibi, işgalin devamından yana olmuşlardır. Çünkü bunların (ABD – Fransa – Rusya) mayalarında zaten işgal ve katliam vardır, sicilleri kirlidir. Seni anlayamazlar…
Azerbaycanlı kardaşlarım, artık elinize şerden doğan bir hayır fırsatı doğmuştur. İşgal altındaki dağlık Karabağı tüm imkanlarını ortaya koyarak almalısın. Sakın ne Amerikan’ın ateşkes talimatına, ne Birleşmiş Milletlerin ültimatonuna, nede Macron’un çığırtkanlığına kulak asmamalısınız.
Dağlık Karabağ senin öz malındır. Senin elinden nasıl ve hangi metodla aldılarsa sende o şekilde geri almalısın…
Toprak bazen kan ister; gerekirse vermelisin ve veriyorsun. Her ne kadar çevrendeki dostların (Tacakistan’ın – Kazakistan’ın – Gürcistan’ın) ve Müslüman Arap ülkelerinin sesi sedası çıkmıyorsa da unutma arkanda Kafkasların gür sedası Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti var. Bu millet senin Kurtuluş Savaşında, Yunanlıları İzmir’den denize dökerken yaptığın yardımları unutmaz; gardaşın – gardaşa borcu olmaz dediğin sözün vefasını asla hatırından çıkartmaz.
Unutma; Azerbaycan’lı gardaşlarımız, Türkiye’de babaların duası, anaların gözyaşları, gençlerin yürekleri sizinledir. Şimdiden kazan mübarek olsun. Asla unutma ki; topraklar masa başında kalemin ucunda alınmıyor. Namlunun ve topun gümbürtüsüyle alınıyor. Masada imzalanıyor.
Allah yar ve yardımcınız olsun.
Eğitimci-Yazar
Ahmet AL