Adalet Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler ile denetimli serbestlikten yararlanan hükümlülere din eğitimi ve manevi danışmanlık sunulması, böylece “toplumda suç işleme oranının azaltılması ve tutuklu ve hükümlülerin dini duygularının geliştirilerek yeniden topluma kazandırılması” amacıyla işbirliği protokolü imzalandı.
İŞTE..YENİ DÖNEMİN UYGULAMA MADDELERİ
Cezaevlerinde mülki amir onayıyla haftada en fazla dört gün olmak üzere, vaiz, Diyanet personeli, emekli din görevlisi görevlendirilecek. Çocuk cezaevlerinde her 100 çocuğa, diğer cezaevlerinde ise her 200 kişiye bir personel düşecek şekilde görevlendirme yapılacak.
Cezaevlerinde din eğitimi, Kuran-ı Kerim ve hafızlık eğitimi, din ve ahlak bilgisi dersi verilecek. Ayda en az bir kere dini içerikli konferans ve seminerler düzenlenecek. Cezaevi koğuş ve odalarında dini sohbetler gerçekleştirilecek. Hükümlü ve tutuklularla manevi temelli görüşmeler yapılacak.
Her cezaevinde ve denetimli serbestlik müdürlüğünde manevi rehberlik birimleri oluşturulacak.
Cezaevinde görevli Diyanet personeli, kuruma yeni gelenler de dahil olmak üzere tutuklu ve hükümlülerle görüşecek ve hükümlü gözlem ve sınıflandırma formlarının “din” bölümünü dolduracak.
Manevi rehberlik birimince cezaevlerinde dini yarışmalar yapılacak.
Diyanet yayınları ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları başta olmak üzere Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından tavsiye edilen yayınlar ile Diyanet takvimi, Diyanet çocuk takvimi, Diyanet dergisi gibi süreli ve süresiz yayınlar her koğuşa en az üçer tane dağıtılacak.
Hükümlü ve tutuklulara izlettirilecek yayın sistemine Diyanet TV ve Diyanet Radyo dahil edilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı, cezaevlerinde bulunanların ihtiyacına uygun televizyon ve radyo programları hazırlayacak ve uygun saatlerde Diyanet TV ve Diyanet Radyo’da yayımlayacak.
Cezaevlerindeki manevi rehberlik biriminin faaliyetleri UYAP’a girilecek.
Açık cezaevlerinde ve çocuk eğitim evlerinde cuma günleri ile dini bayramların birinci günlerinde cuma ve bayram namazı kıldırılacak; haftalık olarak hutbe ve vaazlar verilecek.
Talep eden hükümlü ve tutuklulara Kuran-ı Kerim ve mealleri ücretsiz olarak verilecek.
Kurumlarda uygulanan manevi rehberlik faaliyetleri ile Kuran kursu ve hafızlık çalışmalarıyla ilgili katılımcılara talepleri halinde katılım ve başarı belgesi verilecek.
Öte yandan, aynı yönetmelikteki değişikliklerle, hükümlü ve tutukluların arabulucu ve uzlaştırmacılarla görüşmesi için düzenleme yapıldı.
İSLAM DİNİNİN SUÇA BAKIŞI VE İSLAM’DA SUÇLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ (2)
İslam’ın suçla mücadele yöntemlerine ve suça bakışını anlamaya çalışalım. Şunu hemen belirtelim ki insan, hem iyiliğe hem de kötülüğe meyilli olarak yaratılmış bir varlıktır.Eğer insan bu iki taraftan her birine yönelme kabiliyetinden yoksun olsaydı, sorumlu tutulmasının mantığı, anlamı ve haklılık tarafı olmazdı.
Kur’an’da insanın zaafiyet noktalarına vurgu yapılmış ve insan bazen bu özelliğinin ardına düşerek suça yönelebildiğine ve bencillik duygusuyla hareket edebildiğine dair somut örneklere yer verilmiştir. Ancak İslam, insanın kötülüğe yönelebilme özelliğini, inanç ve ahlaki prensipler kazandırarak olumluya çevirmeyi hedeflemiştir.
Suçla Mücadelede İnanç Esasları
Kısaca “hukuka aykırı şuuri ve iradi davranış” demek olan suç, bazı unsurlara bağlı olarak ortaya çıkan anti-sosyal bir davranıştır.
İslam, suç ve suçlulukla mücadelede, daha çok suç ilgilenmeden önce, suçluluğa götürecek sebeplerle yok edilmesine yönelik bir çaba göstermektedir.
Bu çaba, öncelikle kötülüğe de meyilli bir varlık olan insanın bu yönünü doğruya ve iyiye yönlendirme üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Öncelikle inanç esaslarının suçluluk olaylarında azalmaya dönük büyük bir etkisi bulunmaktadır.
Sosyal düzenlemeler ve beşeri ilişkilerdeki dengeli olma öğretisi ile de suç işleme girişimlerini asgariye indirmek amaçlanmaktadır.
İslam, korunan değerlerin ehemmiyetini ayrıntılı ve ikna edici bir şekilde anlatarak insan zihnini bu konuda donanımlı hale getirmektedir. Bu konudaki verdiği ahlaki eğitim ile suçun azaltılmasını amaçlamaktadır.
Suç mağduru maddi ve manevi olarak tatmin edilmek suretiyle muhtemel yeni suçların önüne geçmek amaçlanmaktadır. İslam’ın ceza siyasetinde caydırıcılık ve ıslah ön planda tutulmakta, başta suça verilen cezanın belirlenmesinden başlamak üzere sanık safhasından, cezanın infazına kadar geçen bütün aşamalarda ve hiçbir sosyal sınıfa ayrıcalık tanınmadan toplumun bütün fertleri arasında tam bir adalet gözettiği görülmektedir.
Hiçbir zaman “yapanın yanına kar kalmaz” duygusunu yerleştirmekle suç ve suçluluğunda azalacağından hiç şüphe yoktur. İslam’ın kati suretle vurgulanmasını yaptığı, her kötü davranış, bu Dünyada veya Ahir hayatta mutlaka bir karşılık bulması ilahi adaletin gereğidir.
2- www.isamveri.org Talip Atmaca