1928’de 10 Nisan’da anayasanın 2. maddesinde yer alan “Devletin dini din-i islamdır” ibaresi kaldırıldı…
1 Kasım 1928 Yeni Türk alfabesine geçiş..
21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu yasalaşması
26 Kasım 1934 Soy Boy unvan gibi tarihimizden gelen zenginliklerin lakap ve unvanların kaldırılması adı altında kaldırılması ve dolayısıyla KRİPTOLARA örtü sağlanması.
5 Şubat 1937 tarihinde yapılan değişiklikle ;1924 Anayasası’na 2. Maddeye devletin nitelikleri olarak ” Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyetçi , Halkçı , Devletçi, Laik ve İnkılapçıdır.” şeklinde girmiştir.
Böylelikle Laiklik ilkesinin anayasaya girişi, 5 Şubat 1937.tarihi olmuştur.
TÜRKÇE EAZAN YILLARI
18 Temmuz 1932 tarihinde ezanın Türkçe okunmasına karar verildi
18 YIL SÜREN YASAĞIN ARDINDAN.
16 Haziran 1950´de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir.
Türkçe ezan okumanın serbest olması kararı devam etmektedir.
4 Şubat 1933’de ezan ve kameti Türkçe okumayanların “kati ve şedit (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacağı” “ ve 10 lirası olanın zengin sayıldığı O dönemde, “Arapça ezan ve kamet okuyanların üç aya kadar hapis veya 10 liradan 200 liraya kadar para cezası verileceği…” bildirildi.
Sonra bu cezaların üç-dört katına çıkarılmış, dayak ve sürgünün yanında, aylarca akıl hastanelerine kapatma gibi cezalar da tatbik edilmiştir.
EZAN 18 YIL (1932-1950)
1931 yılının aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü’nü başbakanlığı döneminde başlayan çalışmaların sonucunda 18 Temmuz 1932 tarihinde ezanın Türkçe okunmasına karar verildi
17HAZİRAN 1950 18 yıl süren yasağın ardından Arapça ezan tekrar okundu.
Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kurulduğu dönemde orijinal Arapça metin yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı´nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile ezanın Türkçe okuma zorunluluğu getirildi.
Ezanın Türkçe okutulması ile ilgili zülüm, CHP´nin tek parti iktidarı dönemi boyunca uygulamada kaldı.
EZAN’I Türkçeleştirme girişimin kısa tarihi
1931 yılının aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü’nün başbakanlığı döneminde Mustafa Kemal’in emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
Atatürk’ün namazla ilgili düşüncelerini şu üç noktada toplanıyordu.
Tekbir, ezan, kamet ve sala’nın Türkçeleştirilmesi.
Hutbenin Türkçeleştirilmesi.
Namazın Türkçe Kur’an’la kıldırılması.
Kuran’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.
Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rifat
Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.
3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.
18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri
Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi.
Ezanın “Tanrı uludur…” diye Türkçe okunması sıkı bir şekilde takip edildi.
Onun için buna uymayanlar, cami içinde ve dışında ve minare kapılarında polis
ve jandarma bekletilerek yıldırma yöntemi ile mecbur bırakıldı.
1 Şubat 1933’de ezan Arapça okunarak Bursa Ulu cami’de bir tepki gösterildi.
4 Şubat 1933’de ezan ve kameti Türkçe okumayanların “kati ve şedit (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacağı” “ ve “Arapça ezan ve kamet okuyanların üç aya kadar hapis veya 10 liradan 200 liraya kadar para cezası verileceği…” bildirildi.
O gün, 10 lirası olan zengin sayılıyordu.
Sonra bu cezaların üç-dört katına çıkarılmış, dayak ve sürgünün yanında, aylarca akıl hastanelerine kapatma gibi cezalar da tatbik edilmiştir.
Türkçe ezan ilk olarak 1932 yılında İstanbul Fatih Camii´nde okundu.
18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Parti´nin iktidara gelmesi ile 16 Haziran 1950´de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir.
İlgili kararla, Türkçe ezan yasaklanmasa da, Türkçe ezan okunması tümüyle terkedilmiştir.
Günümüzde, Türkçe ezan serbest olmasına karşın, camilerde yalnızca Arapça ezan okunmaktadır.
TÜRKİYE POSTASI GAZETESİ
Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Hakkı SEZGİN
Resim: inonuvakfi@ismetinonu.org.tr




