LÖSEV yetkilileri,basına ve reklamlarda paylaştıkları bilgilerde , kurban kesildikten sonra etleri bazı kurumlara verdiklerini ve yıl içersin de değişik dönemlerde, aynı miktarda etin onlardan alınarak muhtaç durumdaki hastaların ailelerine verildiği belirtiliyorlar, yani beyanlarına göre kesilen etlerin bir kısmı sarf ediyor,dinlendiriliyor ve geriye kalan etler de belli kurumlara EMANETE veriliyor.O etler ve geriye kalan kıymetleri de satılarak kurum içersin de,tedavi masrafların da,hastaya ve hasta yakınlarına destek olarak kullanılıyor,Şimdi biraz daha anlamaya çalışalım…
LÖSEV’in kendi bağış formundaki bilgiyi aynen paylaşıyorum.
“Kesilen kurban etlerinin bir kısmını dinlendirerek bayramdan hemen sonra, diğer kısmını ise kesen kurumlara emanet ederek 12 ay boyunca vakumlanmış ambalajlarda taze et ve et ürünleri şeklinde lösemili ve kanserli çocuklarımızla beraber ailelerine ve ihtiyacı olan yetişkin kanser hastalarına dağıtıyoruz.”
Yine Kendi bağış formunun en üstünde ki bilgi de Kurbanın kesilmesi, etin dağıtılması ve KALAN ET,deri v.b. kıymetleri de RAYİÇ BEDEL üzerinden satmalarını bu elde edilen GELİRLEDE hastaların bakımı, tedavisi, sosyal ihtiyaçları, hastalara MADDİ YARDIM, ailelerine de MADDİ DESTEK OLARAK sarf edilmesini İSTİYORUM.diyede bağışçıdan ONAY alıyor. E imdi bu mu sizin kurban dediğiniz olay !
Tamam da Kurbanın nasıl kesileceği gibi etlerinin de nasıl dağıtılacağını DİN düzenlemiş, 1440 senedir Müslümanlar uyguluyor. Peki bu LÖSEV kurumuna verilen KURBAN OLURMU ? ,LÖSEV’in kestiği kurban olur mu ?
Bizim Müslüman olarak kimsenin inancına, uygulamasına karşıma hakkımız yok, amma velakin birileri çıkıp “İslam’a göre bu mümkün” diyorsa biz de HAYIR O kesilen kurban değil sadece BAĞIŞ OLUR DEME HAKKIMIZ OLUR MU elbette OLUR.
Kim parasını nereye harcar bizim işimiz değil fakat kim bağış toplayabilir onu Devletimiz düzenlemiştir, amma Kardeşim HİÇ mi bir yetkili YOK çıkıp ta bu şekilde toplanan para ile kesilen hayvanın etini satıp, sağlık için dahi olsa amacı dışında kullanılması ile KURBAN OLMAZ DEMİYOR. Kurban kesildiğinde, et satılarak, elde edilen gelirle hastalara tedavi uygulamasında, kurban ibadetinin özü ihlal edilmiş olur demiyor, kurban ibadetinin özünün ihlal edildiği İLAN etmiyor.
Biz buradan tekrar Diyanet İşleri Başkanlığı’na da, Din İşleri Yüksek Kurulu’na da, çağrıda bulunalım. Görevinizi yapın bu kurumun Kurban yetkisi almasının üzerinden on yıl geçmiştir, bu yıllar da denetime gittiniz mi, yoksa şimdi küstürmeyelim başımıza yeni iş çıkarmayalım mı diyorsunuz,DUYURULUR.
Birde ilave iki bilgi, çağdaş yaşamı destekleme derneği kurban bağışı talep eden Reklamlar veriyor, Dindar nesle karşı mücadele veren ÇYDD Dindarların Kurban bağışlarına talip, ondan sonra da pişkin pişkin birilerine sataşıp, TAKİYE yapıyorsunuz, dini siyasete ALET EDİYORSUNUZ DİYORLAR YA, YORUM SİZİN, buda internet adresleri çağdaş yaşamı destekleme derneği kurban bağışı diye yazın bağış sitesine ulaşırsınız.
Hatırlayanınız vardır bir dönem ŞİMDİKİ HDP Kurban bağışlarınızı kobani’de fakir halka KEÇİ verelim sütünden faydalansınlar demiştiler. Süt Keçisi dağıtmanın dinle ibadetle ne ilgisi var, bunlar hain hesaplardır, bunlar İslam’ın beş şartından birini sessizce ortadan kaldırmak istemenin alçakça hesabıdır.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni