Mescid-i Aksa’nın yerinin tespiti ve planlanması Hz. Davut (a.s.) ile başladı. Hz. Davut (a.s.) Kudüs’te inşa etmek için başladığı fakat bitiremediği mabedin inşasını bitirmesini oğlu Hz. Süleyman’a (a.s.) vasiyet etti. Mabedin yapılması ile ilgili bütün malzemeleri ve işçileri oğlu Hz. Süleyman’a (a.s.) teslim etti. Babasının vasiyetine uyarak Hz. Süleyman (a.s.) Kudüs’te Beytülmakdis’i inşa etmiştir. (İslam Ansiklopedisi, 29/ 268-271)
Mescid-i Aksa, Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan ve Müslümanlar için en kutsal üçüncü mescittir. Müslümanların ilk kıblesi olması nedeniyle Kıble Camii olarak da bilinir. Bu alanın yüzölçümü yaklaşık 144 dönüm olup, sayısı iki yüze ulaşan birçok esere sahiplik eder.
Mescid-i Aksa 1. nci olarak Babil hükümdarı II. Nebukadnezar tarafından yıkılmış, Yahudi kavmi esir edilmiştir. Daha sonra ki yıllarda PERS imparatoru KURUCUSU KİROS tarafından Babil krallığı yıkılmış ve Yahudilerin takrar Kudüs’e dönmeleri sağlanmıştır. (MÖ 600–530 )
Yahudi devletinin ikinci kez yıkılması ve KAVMİN TAMANIN sürgün edilmesi ise Roma imparatoru Flavian Hanedanı’nın kurucusu TİTUS döneminde olmuştur. MS 39-81 Yılları arasında yaşamıştır.
Hz.İsa’dan sonra yaklaşık MS. 300 senesinde Roma İmparatorluğu Batı Roma ve Bizans Doğu Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrılmış, bu tarihten sonra Bizans İmparatorluğu Kudüs’ün hakimiyetini elinde bulundurmuştur. Böylece Kudüs bir Hristiyan şehri haline gelmiştir. Hristiyanların bu dönemde inşa ettiği en önemli yapılardan biri Kudüs’teki Kıyamet Kilisesi’dir. Mescid-i Aksa bu dönemde metruk bir hale gelerek, inşa edilmeden önceki harap konumuna dönmüştür.
MS 614 senesinde Farslar, Yahudilerin yardımıyla, Bizans güçlerine karşı uzun süren bir savaş neticesinde Kudüs’ü ele geçirmişlerdir.
Bu savaş, Peygamber Muhammed’in Mekke’de İslam’ı tebliğle görevlendirildiği döneme denk gelir.(MS 571-632) Bu savaştan sonra, 624 senesinde Bizanslılar yeniden Kudüs’ü ele geçirdiler.
Mescid-i Aksa ilk olarak Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) sahabelerinden birisi olan Ömer bin Hattab (MS,583-644)tarafından inşa edilmiş küçük bir din eviydi. Hz. Ömer, Kudüs’ün anahtarını teslim aldığında kendisi de bizzat çalışarak Mescid-i Aksâ’nın (Süleyman Mâbedi) Hıristiyanlık döneminde molozlar altında kalmış olan yerini temizletip Sahre’nin güneyindeki düzlükte cemaate namaz kıldırmış (Taberî, Târîḫ, II, 450), daha sonra da buraya bir mescid yaptırmıştır. Daha sonra Emeviler’in beşinci halifesi Abdülmelik tarafından tekrar inşa edildi ve genişletildi. Abdülmelik’in oğlu Birinci Velid tarafından 705 yılında Mescid-i Aksa’nın yapımı tamamlandı.
130’da (747-48) vuku bulan deprem sırasında mescidde büyük hasar meydana gelmiş ve bina ancak Ebû Ca‘fer el-Mansûr zamanında (754-775) kapılarındaki altın ve gümüş kaplamalardan para bastırılarak tamir edilebilmiştir. 158’de de (775) yine deprem sebebiyle kısmen yıkılmış ve Mehdî-Billâh tarafından yenilenmiştir.
425’te (1034) yine deprem yüzünden harap olan Mescid-i Aksâ, Halife Zâhir’in emriyle yeniden yapılırcasına onarılmış, sağ ve sol taraftan dörder nef kaldırılarak bina küçültülmüştür. Haçlı istilâsından sonraki Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin imarında bu onarım esas alınmıştır.
Günümüzdeki binanın büyük bir bölümü de Halife Zâhir döneminden kalmadır.
Memlük ve Osmanlı dönemlerinde birçok defa tamir edilen Mescid-i Aksâ’nın Kanûnî Sultan Süleyman tarafından yapılan onarımıyla ilgili kitâbesi XIX. yüzyılın sonlarında kaybolmuştur. Yapının 1114’te (1702-1703) Mahmud Efendi tarafından tamir edildiğini belgeleyen kitâbe ise caminin batısında yer alan İslâm Müzesi’nde (Câmiu’l-megāribe) saklanmaktadır. II. Mahmud’un 1233 (1817-18) tarihli onarımına ait dört kitâbeden ikisi günümüzde mevcuttur. II. Abdülhamid tarafından halıları ve kandilleri yenilenen yapıda İngiliz mandası döneminde 1922’den başlayarak gerçekleştirilen geniş kapsamlı onarım çalışmasını Mimar Kemâleddin Bey yönetmiştir.
21 Ağustos 1969 tarihinde fanatik bir yahudi tarafından çıkarılan yangında kısmen tahribat gören mescidde Nûreddin Mahmud Zengî’nin yaptırdığı nefis ahşap minber de yanmıştır. Yangından kurtarılmış olan minberin birkaç tahtası İslâm Müzesi’nde teşhir edilmektedir. Yapı sonraki yıllarda aslına uygun biçimde imar edilmişse de yahudilerle Araplar arasında halen süren çatışmalar sebebiyle zaman zaman yine saldırı ve tahriplere mâruz kalmaktadır. Mescid-i Aksâ diğer mescidlerde olduğu gibi medrese hizmeti de vermiştir. Kütüphanesi Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin Kudüs’ü tekrar fethinin ardından daha da zenginleştirilmiştir.
Tamamı ve Devamı için/KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
1.nci. Yahudi devletinin YIKILIŞI..
“MÖ 606 – MÖ 586: Babilliler Kudüs‘e üç aşamalı sefer düzenleyip şehri yıktı. Nebukadnezar M.Ö. 586’a Süleyman Mabedi‘ni yaktı.
MÖ 537: Büyük Kiros, İsrailoğullarının Babil Sürgünü‘nden Kudüs‘e dönüp Tapınağı tekrar inşa etmelerine izin verdi.
2.nci defa Yahudi Devletinin YIKILIŞI
MS 70: Titus Kudüs’ü kuşattı, SÜLEYMAN Tapınağı 9 Av günü yıktı. “* Kaynak vikipedia
YAHUDİ’LERİN 1948 YILINA KADAR BAŞKA da DEVLETLERİ OLMAMIŞTIR..
KISACA .Yahudilerin 2. kez devlet kurabilmiş ve iki kez yıkılmıştır.. Üçüncü kere için ise hiç bir zaman şansları yoktur
TÜRKİYE POSTASI GAZETESİ
Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Hakkı SEZGİN