15 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Ateş Çemberinde Ümmet

15 Haziran 2025
Cemal Duruk, Köşe Yazıları
0 0
0
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta PaylaşE-Posta Gönder

Türkiye ve içinde bulunduğu İslam coğrafyasının bugünkü durumunu anlamaya çalışırken, zihnimizde iki güçlü ses çarpışır. Biri, tarihin içinden gelen ve hâlâ dinmeyen bir öfkeyle konuşur. Diğeri ise bugünün acımasız gerçekliğini soğukkanlı bir strateji diliyle anlatır. Bu iki ses; biri kalpten, diğeri akıldan konuşur. Gerçek kurtuluş ise ancak bu iki sesin birleştiği yerde mümkündür.

Birinci ses, ümmetin tarih boyunca maruz kaldığı kuşatılmışlığı anlatır. Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte parçalanan İslam coğrafyası; yapay sınırlar, suni kimlikler ve uydurma devletlerle bölündü. Suriye, Irak, Libya ve şimdi İran’a yönelen tehditler, bu büyük kırılmanın zincirleme sonuçlarıdır. Filistin’de 20 ayı aşkın süredir bebeklerin diri diri yakıldığı, tecavüzlerin ve toplu katliamların yaşandığı bir coğrafyada Netanyahu’nun hâlâ Osmanlı’yı hedef alması, tarihten bugüne uzanan bir hesaplaşmanın sürdüğünü göstermektedir.

Bu bağlamda, “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” sorusu, yalnızca dar bir bakış açısının değil, ümmetin kolektif hafızasına karşı işlenen bir düşünsel körlüğün ifadesidir. Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, sınır güvenliğinden öte; ümmetin düşen kalelerinden birinin ayağa kaldırılmasıdır. İran gibi stratejik ve tarihsel önemi büyük bir ülkenin zayıflatılması, sadece Tahran’ın meselesi değil; İstanbul’un, Bağdat’ın, Trablus’un, Beyrut’un meselesidir. Çünkü bu coğrafyada hiçbir kriz yerel değildir; her zayıflama bir ümmet halkasının daha kopmasıdır.

İkinci ses, aklın ve stratejinin sesidir. Her saldırının ardında dış güçler aramak, bizi edilgen bir mağduriyet psikolojisine sürükler. Evet, ABD, İsrail ve Fransa gibi devletlerin Ortadoğu’da asırlık emelleri vardır. Ancak asıl soru şudur: Neden hep biz zayıf düşüyoruz? Neden iç karışıklıklar bu kadar kolay çıkabiliyor? Çünkü içimizdeki çatlaklar derin, bağışıklık sistemimiz zayıf. Liyakatsizlik, yolsuzluk, toplumsal kutuplaşma gibi sorunlar içeriden bizi çürütürken, dışarıdan gelen her darbe daha yıkıcı olmaktadır.

Bu yüzden çözüm, sadece dış düşmana karşı sert çıkışlarla değil; iç bünyemizi tahkim edecek adımlarla da mümkündür. Savunma sanayii elbette gelişmeli, sınır ötesi karakollar güçlendirilmeli. Ancak bu kararlılıkla birlikte, diplomasi dili de incelikle işlenmeli. Gerektiğinde sert tepki, gerektiğinde derin diplomasi. Zira güçlü bir ümmet, sadece tankıyla değil, sözüyle de dünyayı sarsar.

Bugün İran’a yönelik kuşatma tamamlandığında, sıradaki hedef Türkiye olacaktır. Bu bir paranoya değil; yüz yılın jeopolitik planlarının vardığı doğal duraktır. O hâlde artık geç kalınmamalı. Türkiye, sadece kendi güvenliği için değil; ümmetin kalbi olduğu için güçlü olmalıdır. Ümmetin yaşadığı her coğrafyada –Gazze’de, Şam’da, Tahran’da, Trablus’ta– ayağa kalkacak irade, İstanbul’dan da yükselmelidir.

Ve bu irade, sadece askeri değil; toplumsal, kültürel ve ahlaki bir dirilişi de içermelidir. Ümmet bilinci yeniden canlandırılmalı; mezhebi farklılıklar düşmanlık değil, zenginlik olarak görülmelidir. Her aile bir karargâh gibi düşünmeli, her birey ümmete omuz vermelidir. Çünkü bu kez mücadele, sadece devletlerarası değil; varoluşsal bir mücadeledir.

Ateş çemberinden çıkış, tarihin öfkesini stratejinin aklıyla buluşturmaktan geçiyor. Kalbimizin taşıdığı kin değil, taşıdığı inanç bize yol gösterecektir. Ve bu yol, ümmetin yeniden ayağa kalkacağı yoldur.

Araştırmacı Yazar Cemal DURUK

Bu yazının bağlantısını kopyala:
Etiketler: ABDGazzeIrakİranİsrailLibyaOsmanlıSuriyeÜmmet
Önceki Haber

Yahudi zihniyeti ve davranışı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Etiketler

15 Temmuz AB ABD AK Parti Almanya Ankara Avrupa BM CHP Covid-19 Feto Filistin Fransa Göbeklitepe Harran Hristiyan Korona Kudüs LGBT Medine MEFKURE Mekke MHP Müslüman Mısır NATO Osmanlı Pandemi PKK Rusya Suriye TBMM Türk Türkiye URSİAD Yahudi Çin Üsküdar İngiltere İran İslam İsrail İstanbul İstanbul Sözleşmesi Şanlıurfa

Copyright © 2022 Türkiye Postası Gazetesi
www.turkiyepostasi.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edillir.

Toplam Ziyaretçi Sayısı
2920912

Etiket Bulutu

15 Temmuz AB ABD AK Parti Almanya Ankara Avrupa BM CHP Covid-19 Feto Filistin Fransa Göbeklitepe Harran Hristiyan Korona Kudüs LGBT Medine MEFKURE Mekke MHP Müslüman Mısır NATO Osmanlı Pandemi PKK Rusya Suriye TBMM Türk Türkiye URSİAD Yahudi Çin Üsküdar İngiltere İran İslam İsrail İstanbul İstanbul Sözleşmesi Şanlıurfa

Köşe Yazıları

Yahudi zihniyeti ve davranışı

10 Haziran 2025

TÜRKİYE YÜZYILI: KIZILELMA; MEFKÜRE;AKİL ADAMLAR

18 Mayıs 2025

Erdoğan’ın sabrı, Bahçeli’nin cesareti ve Terörsüz Türkiye

14 Mayıs 2025
  • Künye
  • Reklam Politikası
  • Gizlilik ve Koşullar

Köşe Yazıları I Türkiye I Gündem I Siyaset I Dünya I Ekonomi I İktibas I Tarih I Sivil-Toplum I Din &Yaşam I Eğitim I Spor I Kültür & Sanat I Sağlık I Teknoloji

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password? Sign Up

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist