9 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Şehirlere kıymayın efendiler!

4 Temmuz 2023
Köşe Yazıları, Leyla Yıldız
0 0
0
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta PaylaşE-Posta Gönder

                                                                                             (Ey yolcu!)

                                                                                                              Büyük kentlerden geçtiniz

                                                                                                              Bir parça aralayabilir misin?

                                                                                                              Bizim için

                                                                                                              Zamanın örttüğü perdeyi?”

                                                                                                                              Sezai Karakoç

           Şehirler gördüm, çelikle beton arasında boğulan. Gün olup devran dönmüş, eşsiz lâle medeniyetinden, gül uygarlığından nâm û nişâne kalmamış. Lâle, nergis, erguvânlar çağın değirmeninde öğütülüp çimento harcına karıştırılmış, “betondan tanrılar” dikilmiş. “Ev”ler “dev” olmuş.

            “Ahşâp ev; camlarından kızıl biberler sarkan!

             Arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün, arkan”

            Şehirler gördüm, kan kırmızısı yediverenler, isli bulutlarla kaplanmış. Kışın egzoz dumanı, yazın zift sıcağı, havada karbon monoksit ve nitrik asit… Kire bulanmış şırıl şırıl dereler, berrak göller, çağıldayan ırmaklar. Toza karışmış hayâller. “Ve ufku güllerle çevrili kentler, Şirâz özentili kasabalar, kiraz ağaçlarıyla Şirâz’a dönüşenler” hepsi istilâ edilmiş.

            Yitip gitmiş o şirin bodur minâreler, koca çınarın gölgesindeki ufacık mescitler, üzüm salkımı nakışlı hazîreler. Bahçesinde beyaz çamaşırların asıldığı, Vita yağı tenekelerine sardunyaların dikildiği, saklambaçların oynandığı kiremit çatılı evler silinmiş birer ikişer.

            Hangi zaman diliminden sarkar mor salkımlar, baygın hanımeliler, koyu yeşil sarmaşıklar avluların üstünden? Neden duyulmuyor eski sâf neşesi mahallemizin? Kayıp giden mahalle midir biz miyiz?

            “Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu;

            Komşuluk, mânâ ve rûh, ne varsa heder oldu.”

            Şehirler gördüm; ev imgesi, kütle bloklar halinde yükselen apartmanlara, tek tip konutlara, çok katlı rezidanslara dönüşmüş. Kurumuş sarnıçlar, bahçede derin kuyular, fıskiyeli havuzlar; yıkılmış su kemerleri… Bülbül ötüşleri dinmiş, heder olmuş kuş hâneleri, susmuş kumru nağmeleri, saka ötüşleri…

            Evet, kuşlar çekiliyor hayâtımızdan… Saçaklarda mahzûn mahzûn çırpıyor kanatlarını. Yeşili kaybettiğinden beri sevmiyor kuşlar gri betonları.

            “Şâirler kuşları kaybolmuş bir âlemde ne yazar?”

            Şehirler gördüm “çeşmeleri yosun bağlamış”! Önünde minik yalağı, hat sanatlı kitabesi, zincirli bakır tasıyla gelen geçenin susuzluğunu giderip hayır sahibine dua eylediği… Geceli gündüzlü gürül gürül akan o mütevazı çeşmeler… Önce kurna ile suya dizgin vurdular, sonra tamamen kuruttular. Şimdilerde Hoca Ali Rıza’nın tablolarında akıyor sessiz sedasız.

            “Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
            Ayrılmanın bıraktığı hicrân derindedir!”

            Önce ekmek değil şehirler bozuldu. Sonra insân… İnsânı cansız bir rûh gibi tek cepheli hücrelere tıktılar. İnsânın insânla, insânın tabiatla ilişkisini kopardılar. Fert fert, oda oda böldüler, akıllı bir cihaz verdiler eline. İnsânın sanal zindânı böyle başladı. Topraktan kopuşu, aygıta bağlanışı… Marks’ın kendine yabancılaşma kehâneti böyle tuttu.

            “İçimde ağır ağır bir çınar devriliyor.”

            Kocakarı ilacı diye şifâlı bitkileri hor görüp dayadılar pahalı kimyasalları. Vücûda zerk edilen bu ilâçlar, bedenin bir tarafını tâmir ederken öbür yanını tahrip etti. O yüzden hastaneler hiç boşalmadı hep tıka basa iş yaptı.

            Şehirlere kıymayın efendiler!

            Şehirler insana huzur vermek için değil dinginliği bozmak için tasarlanıyor. Kentler, “testere titreyişi” seslere esir oldu. Çarşılar, dükkânlar sökülüp düz satıhlı, gün ışığı görmeyen dev alışveriş merkezleri yapıldı. Ve işte insânın makâm-ı âlîden “homo economicus”a düşüşü!

            “Köleler!

            gözleri camekânlarda.”

            Vitrinleri dolaşmaktan mecâlleri kalmamış. Güç kimde ise kanun koyucu odur. Güçlüler böyle istiyor çünkü. Her bir fert, yürüyen paradır, kapital patronlarının gözünde. İnsânı tüketim nesnesine dönüştürüp ondan daha fazla nasıl çıkar sağlarım, diye düşünür baronlar. Bu yüzden sokaklar bomboş AVM’ler tıklım tıklım.

            “geceyi
            saatlerine bakarak anlıyorlar”

            “Artık kelimeleri kalmamış fiyâtları sormaktan.” Köşedeki sürpriz peyzajların yerini ucuzluk simsârı, zevksiz A 101’ler, Şok’lar, Bim’ler aldı. Her tarafta inşaatın hükümrânlığı. Şehrin belediye başkanı diyor ki: “Bizim işimiz kazmak, gösterin yer, biz kazalım.”

            “Kentler yıkılıyor.

            Sokaklar uçtan uca kazılmış.

            Sesimiz radyasyon içinde…”

            Şehirlere kıymayın efendiler!

                Dağlarda, milli park alanlarında siyanürle altın çıkarmak, oradaki rengârenk kuşlara, güzel gözlü ceylanlara, bol oksijenli havâya, börtü böceğe zehir vermektir. Maden firmaları; altın, bakır, çinkoyla daha da zenginleşirken biz tabiat fakîri oluyoruz. Biraz daha sunî olana muhtaç… Yapay şelâleler, yapay parklar, yapay millet bahçeleri… Kızılderili Şef’in söylediği gibi:

                “Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak.”

 

                                                                                   Leyla Yıldız

 

 

 

 

 

 

 

Leyla Yıldız

Tüm yazıları

Bu yazının bağlantısını kopyala:
Etiketler: AVMeski-yenihomo economicuskapitalizmKentMedeniyetŞehirtüketim
Önceki Haber

KURBANIN MEŞRUİYETİNE İŞARET EDEN AYETLER ve HADİS-İ ŞERİFLER

Sonraki Haber

RAFİNE SIVI YAĞLAR ve SIVI ALTIN ZEYTİNYAĞI!

Sonraki Haber

RAFİNE SIVI YAĞLAR ve SIVI ALTIN ZEYTİNYAĞI!

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Etiketler

15 Temmuz AB ABD AK Parti Almanya Ankara Avrupa BM CHP Covid-19 Feto Filistin Fransa Göbeklitepe Harran Hristiyan Kanser Korona Kudüs Kürt LGBT Medine Mekke Müslüman Mısır NATO Osmanlı Pandemi PKK Rusya Suriye TBMM Türk Türkiye URSİAD Yahudi Çin Üsküdar İngiltere İran İslam İsrail İstanbul İstanbul Sözleşmesi Şanlıurfa

Copyright © 2022 Türkiye Postası Gazetesi
www.turkiyepostasi.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edillir.

Toplam Ziyaretçi Sayısı
2840021

Etiket Bulutu

15 Temmuz AB ABD AK Parti Almanya Ankara Avrupa BM CHP Covid-19 Feto Filistin Fransa Göbeklitepe Harran Hristiyan Kanser Korona Kudüs Kürt LGBT Medine Mekke Müslüman Mısır NATO Osmanlı Pandemi PKK Rusya Suriye TBMM Türk Türkiye URSİAD Yahudi Çin Üsküdar İngiltere İran İslam İsrail İstanbul İstanbul Sözleşmesi Şanlıurfa

Köşe Yazıları

“Ülkemde Siyonist İstemiyorum”

1 Mayıs 2025

Türklerin Yahudilerle savaşları

20 Nisan 2025

Tekkeden Kerametler – 26 : Paslı Çivi [1]

5 Nisan 2025
  • Künye
  • Reklam Politikası
  • Gizlilik ve Koşullar

Köşe Yazıları I Türkiye I Gündem I Siyaset I Dünya I Ekonomi I İktibas I Tarih I Sivil-Toplum I Din &Yaşam I Eğitim I Spor I Kültür & Sanat I Sağlık I Teknoloji

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Gündem
  • Siyaset
  • Dünya
  • Ekonomi
  • İktibas
  • Tarih
  • Sivil-Toplum
  • Din-Yaşam
  • Diğer
    • Eğitim
    • Spor
    • Kültür & Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
  • Köşe Yazıları

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password? Sign Up

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist